Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 166 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 6411 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇLAR : Yağma, Hırsızlık, Hırsızlık malı olduğunu bilerek kullanmaHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm sanıklar ... ve ... savunmanları tarafından duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Yasal süresinden sonra ve hükmedilen cezaların süresine göre sanıklar ... ve ... savunmanlarının duruşmalı inceleme istemlerinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK.nın 318. maddesi gereğince REDDİNE, I- Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında mağdurlar ..., ... ve...'a yönelik hırsızlık ve Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında mağdurlar ..., ..., ..., ... ve ...'a yönelik yağma suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;Mağdur ...'dan yağmalanan cep telefonunun iade edildiği ancak parasının iade edilmediğinin anlaşılması karşısında, mağdur ...'a yönelik yağma suçundan kurulan hükümde, kısmi iade durumu söz konusu olduğundan, 5237 sayılı TCK'nın 168/4. maddesi uyarınca mağdurun rızası sorulmadan; mağdurlar ..., ... ve ...'dan yağmalanan eşya ve paraların aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen giderildiğine ilişkin dosya kapsamına göre bir delile rastlanılmamış olması karşısında; sanıkların cezasından uygulama yeri olmayan 5237 sayılı TCK'nın 168. maddesi ile indirim yapılması, karşı temyiz olmadığından anılan hususlar bozma nedeni yapılmamış,Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak; 1- Sanıklar ..., ..., ... ve ...'ın, kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1. maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum oldukları hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamalarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, 2- Yargılama giderlerinin tahsil şeklinin gösterilmemesiBozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle kısmen isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından "Sanıkların, kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1.maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum oldukları hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamalarına" cümlesinin yazılması ve ''yargılama giderinin sanıklar ve SSÇ'den alınarak” cümlesinin çıkarılarak yerine, “sanıkların sebebiyet verdikleri yargılama giderleri oranında ayrı ayrı sorumlu tutulmalarına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, III-Sanık ... hakkında mağdur ...'a yönelik hırsızlık ve sanık ... hakkında mağdur ...'a yönelik hırsızlık malı olduğunu bilerek kullanma suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;Diğer temyiz nedenleri uygun görülmemiştir. Ancak;1- Mağdur ...'ın ikametinin penceresinin dışında bulunan çamaşır ipine yıkayıp astığı çamaşırların içerisinden sadece yastık kılıflarının alındığının anlaşılması karşısında; suçun işleniş biçimi, olayın özelliği, özgülenen kast ve mağdura yansıyan etkileri de dikkate alınarak sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK'nın 145.maddesinin uygulama koşullarının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,2- Oluş ve dosya kapsamına göre, sanıkların yağma suçunu işleme plan ve programları kapsamında, tanımamak için yüzlerine maske kullanmak amacıyla mağdur ...'ın ikametinin penceresinin dışında bulunan çamaşır ipine yıkayıp astığı çamaşırların içerisinden yastık kılıflarını el ve iş birliği içerisinde alıp bu amaçla kullanmaları karşısında; sanık ...'in eyleminin hırsızlık suçunu oluşturduğu anlaşıldığı halde, hukuki vasıflandırmada yanılgıya düşülerek ek savunma hakkı dahi verilmeden 5237 sayılı TCK'nın 165/1. maddesi uyarınca hırsızlık malı olduğunu bilerek kabul etme suçundan yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, 3- Sanıklar ... ve ...'in, kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1.maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum oldukları hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamalarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, sanık ... yönünden ceza süresi bakımından kazanılmış hakkının korunmasına, 31.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.