MAHKEMESİ : Çocuk Ağır Ceza MahkemesiSuç : Hırsızlık, tehditYerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay 17. Ceza Dairesinin 07/05/2015 tarihli görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilerek, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:1-Sanık ... ...'nin tehdit suçundan hükümlülüğüne dair kararın yapılan temyiz incelemesinde;5237 sayılı TCK'nın 7/2, 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddeleri ışığında, zamanaşımı bakımından 5237 sayılı Yasa hükümlerinin sanık yararına olması ve aynı yasanın 66/1-e, 66/2, 67/4. maddelerinde öngörülen 6 yıllık uzatmalı dava zamanaşımı süresinin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 06/06/2007 tarihi ile denetim süresinde işlenen suç tarihi olan 14/06/2010 arasında geçen sürenin eklenmesi halinde dahi suç tarihi olan 20/02/2003 ile inceleme tarihi arasında geçmiş bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ... savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 2-Sanık ... ...'nin hırsızlık suçundan hükümlülüğüne dair kararın yapılan temyiz incelemesinde;Suç tarihi itibarıyla uygulama olanağı bulunan 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 5560 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki 24. maddesi uyarınca; alt sınırı iki yılı aşmayan hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda uzlaşma hükümlerinin uygulanmasının mümkün olduğu, ceza süresinin 12-15 yaş grubundaki çocuklar için 3 yıl olarak belirlendiği, sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 142/2-b, 143.maddesi ile belirlenen temel cezanın üç yılı aştığı, bu bağlamda suçun uzlaşmaya bağlı olmadığı anlaşıldığından; tebliğnamedeki bozma isteyen düşünce benimsenmemiştir. Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;Oluşa ve dosya içeriğine göre mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda 29/05/2007 gün ve 2006/361 Esas – 2007 134 Karar sayılı hüküm ile sanığın hırsızlıga kalkışma suçundan 142/2-b, 143, 35/2, 31/2, 62, 50/3. maddeleri uyarınca 4.000 TL adli para cezası ile hükümlülüğüne karar verildiği, 5395 sayılı Yasanın 19/12/2006 tarih ve 5560 sayılı Yasa ile değişmeden önceki 23. maddesinin uzlaşma hükümlerini saklı tutmaması, değişiklik yapılan hükmün ise bu konuda 5271 sayılı CMK'ya atıf yaparak bu konuda uzlaşma hükümlerini saklı tutması nedeniyle, 23. maddenin değişiklikten önceki hükmünün sanık lehine olduğu kabul edilerek buna göre hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı ve denetim süresinin 5 yıl olarak belirlendiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 06/06/2007 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.Hükmün açıklanmasının geri bırakılması hukukumuza ilk kez çocuklar hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 23. maddesi ile kabul edilmiş 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanunun 23. maddesiyle 5271 sayılı Kanunun 231. maddesine eklenen (5) ve (14) fıkra ile büyükler için uygulanmaya konulmuş aynı Kanunun 40. maddesi ile 5395 sayılı Kanunun 23. maddesi değiştirilmek suretiyle, denetim süresi farklılıkları hariç tutulması suretiyle, çocuk suçlular ile yetişkin suçlular hükmün açıklanmasının geri bırakılması açısından aynı şartlara tabi tutulmuştur; sanık hakkında hükmolunan netice ceza dikkate alındığında 5566 sayılı Yasanın 40. maddesi ile değiştirilen 5395 sayılı Kanunun 23. maddesinin denetim süresi bakımından daha lehte olduğu dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 07/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.