Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15825 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2491 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 6 - 2009/146859MAHKEMESİ : Hendek Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 29/01/2009NUMARASI : 2008/193 (E) ve 2009/39 (K)SUÇ : Hırsızlık, Konut dokunulmazlığını ihlal, Mala zarar verme Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Konut dokunulmazlığını bozma suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi ve bu haliyle uzlaşma kapsamında kalmaması sebebiyle tebliğnamede uzlaşma hükümlerinin değerlendirilmesi yönünden bozma isteyen "2" nolu düşünce benimsenmemiş, Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak; 1- Yakınanların hırsızlığa konu evleri belirli dönemlerde kullandıkları, olay zamanı boş oldukları için hırsızlığın olduğu zaman konusunda beyanda bulunamadıkları, sanıkların ise atılı suçu ikrar ettikleri ancak olayın saatine dair bir kabullerinin olmadığının anlaşılması karşısında suçun gece sayılan zaman dilimi içinde işlendiğini gösteren kanıtların neler olduğu açıklanıp tartışılmadan, hırsızlık suçu yönünden 5237 sayılı T.C.K.’nın 143/1, konut dokunulmazlığını ihlal suçundan ise 116/4.maddesi ile uygulama yapılması, 2- Birden fazla kişi ile birlikte işlenen konut dokunulmazlığını ihlal suçunda 5237 sayılı Yasanın 119/1-c maddesinin uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi, 3-Sanıkların olaydan birkaç hafta sonra başka bir hırsızlık suçundan yakalandıkları, yakalandıklarında bu suçları da kabul ettikleri, 20/02/2008 tarihli yakalama tutanağına göre sanıklardan Özcan'ın çaldıkları eşyaların Diğer sanık Y..E..'nin annesinin evinde olduğunu söylediği ve bu beyan üzerine arama kararı alınarak eşyaların elde edilip yakınanlara iade edildiğinin anlaşılması karşısında 5237 sayılı TCK'nın 168.maddesinin takdiri gerekirken yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi 4-Sanıklardan Y.. E..'nin sabıka kaydındaki suçun taksirli suçlardan olduğu, diğer sanık Özcan'ın ise sabıkasız olduğunun anlaşılması karşısında; "Suçlunun kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu yargılama sürecinde duyduğu pişmanlık ve suçun işlenmesindeki özellikler" değerlendirilerek TCK'nun 50/1.maddesindeki paraya veya diğer tedbirlere çevirme; suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işleyip işlemeyeceği hususları değerlendirilerek TCK'nun 51.maddesindeki erteleme; sanıkların "kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışlarına göre yeniden suç işlemeyip işlemeyecekleri, zarar giderilme koşulu" ile birlikte objektif ve subjektif yönden irdelenerek CMK'nun 231/5. maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumlarının uygulanıp uygulanmamasına ayrı ayrı karar verilmesi gerekirken; Kanunda öngörülmeyen, denetime olanak verecek şekilde açıklanmayan, yetersiz gerekçelerle cezaların paraya ya da diğer tedbirlere çevrilmesine, ertelenmesine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık Ö.. Y.. ve savunmanı ile sanık Y.. K..'nın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca ceza süresi bakımından sanığın kazanılmış hakkının korunmasına, 25.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.