MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi (TMK 10. Maddesi ile Görevli)SUÇLAR : Yağma, Yağma teşebbüs, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olmakHÜKÜM : Mahkumiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına Yerel Mahkemece verilen hüküm sanık ... tarafından duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Üye ...'un, 6526 sayılı Kanunla Terörle Mücadele Kanununa eklenen geçici 14/4.maddesinin son cümlesinin, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve millletlerarası antlaşmalara aykırı olduğu, bu nedenle iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması görüşü oyçokluğu ile reddinden sonra; I- Sanıklar ... ve ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olmak suçundan kurulan hükme yönelik temyiz başvurusunun incelenmesinde: Sanıklar hakkında 5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca kurulan “Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ilişkin kararın, aynı Yasa maddesinin 12. fıkrası gereğince temyizi olanaklı olmayıp itirazı olanaklı kararlardan olması ve 5271 sayılı CMK'nın 264/1. maddesi uyarınca, sanıklar ... ile savunmanları yönünden yasa yolu ile merciinde yanılma yasa yoluna başvuru hakkını ortadan kaldırmayacağından, aynı maddenin 2. fıkrasına göre itirazı incelemeye yetkili ve görevli mahkemeye iletilmek üzere, dosyanın anılan hüküm yönünden incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, II- Sanıklar ... hakkında, katılan (sanık) ...'a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik incelemede:Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, sanıklar ... ve savunmanlarının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün, tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA,III- Sanıklar ... hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek; sanık ... hakkında, suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olmak; sanıklar ... hakkında, katılan (sanık) ...'a yönelik yağmaya teşebbüs; sanıklar ..., e (katılan) sanık ... hakkında, katılan ...'e yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma; sanıklar ..., ve (katılan) sanık ... hakkında, katılan ...'e yönelik yağma suçları için kurulan hükümlere yönelik;Katılan sanık ... savunmanının temyiz itirazlarının, adı geçen katılan sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik itirazlar ile sınırlı olduğu kabul edilerek yapılan inceleme de;Hükmedilen cezanın süresine göre, sanık ...'nun duruşmalı inceleme isteminin, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 318 ve 421.maddeleri gereğince REDDİNE;Sanık ...'in, 15.03.2012 günü katılan ...'e yönelik yağma suçunun işlenmesi sırasında tanınmamak için yüzüne maske taktığı anlaşılıp kabul edildiğine göre; adı geçen sanık hakkında, 5237 sayılı TCK'nın 149/1. madde ve fıkrasının (b) bendinin de uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak uygulanmış olması nedeni ile sonuca etkili görülmemiş; aynı katılana yönelik 16.03.2012 günü işlenen yağma suçu sırasında, olay yerine diğer sanıklarla birlikte giden, eylem sırasında olay yerine bulunan, çevrede gözetleme yapan ve katılanın görebileceği mesafede durmak suretiyle varlığı ile katılanın direncinin kırılmasında etkili olan sanık ... hakkında, 5237 sayılı TCK'nın 37/1. madde ve fıkrası yerine, aynı Yasanın 39. maddesinin 2-c fıkrası ve bendi yollaması ile 1. fıkrasından hüküm kurulması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrasındaki düzenlemeye göre, maddenin 1.fıkrasının (c) bendinde belirtilen haktan, sanıkların koşullu salıverilme süresince “kendilerinin alt soyları üzerindeki” velayet, vesayet veya kayyımlık yetkileri açısından yoksun bırakılmalarına hükmedilmesi gerekirken, bu hak yoksunluğu süresinin diğer kişiler üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkileri açısından da geçerli olduğu biçiminde karar verilmiş olması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ile savunmanlarının ve katılan sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak; hüküm fıkrasından “53.maddenin uygulanmasına” ilişkin bölümler çıkartılarak yerlerine, “Kasten işlemiş oldukları suçtan, hapis cezasıyla mahkûmiyetlerinin yasal sonucu olarak sanıkların 5237 sayılı TCK'nın 53/1.maddesinin (a),(b),(d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezalarının infazları tamamlanıncaya kadar; (c) bendinde yazılı “kendilerinin alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri” açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum oldukları hapis cezalarından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına,” cümleleri yazılmak suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, IV- Sanıklar ... hakkında, katılan (sanık) ...'a yönelik yağma suçu için kurulan hükme yönelik incelemede: Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- Sanıklar ...nin, katılan (sanık) ...'ın uygunsuz görüntülerini kayıt altına aldıktan sonra bu görüntülerini kullanacaklarını ve memuriyet görevinden attıracaklarını söylemek suretiyle tehdit edip para ve senet aldıklarının anlaşılması karşısında; tehditle para ve senet alınması aşamasında, sanıkların katılan sanığa yönelik yağma suçunun maddi ögesi olan “tehdit, cebir ve zor kullanma” davranışlarının bulunmadığı ve sübut bulan eylemin 5237 sayılı TCK'nın 107/1-2. maddesinde tanımlanan şantaj suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı biçimde hüküm kurulması, 2- 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrasındaki düzenlemeye göre, maddenin 1.fıkrasının (c) bendinde belirtilen haktan, sanıkların koşullu salıverilme süresince, “kendilerinin alt soyları üzerindeki” velayet, vesayet veya kayyımlık yetkileri açısından yoksun bırakılmalarına hükmedilmesi gerekirken, bu hak yoksunluğu süresinin diğer kişiler üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkileri açısından da geçerli olduğu biçiminde karar verilmiş olması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ile savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen aykırı olarak BOZULMASINA, 18.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.