Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15453 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20780 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : HırsızlıkHÜKÜM : Kısmen Beraat, Kısmen Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:I-Sanık ... hakkında katılan ...'a yönelik hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde: Sanık hakkında, katılan ...'a yönelik hırsızlık suçundan müstakil ve denetime olanak verecek şekilde hüküm kurulduğu anlaşılmakla, tebliğnamedeki bozma istemli düşünceye iştirak edilmemiştir. Katılan ...'ın inşaatından alınan bir kısım dikme demirin soruşturma aşamasında yapılan takip sonucu ele geçtiği, katılanın kollukta alınan beyanında bir kısım demirinin daha kayıp olduğunu, 13.01.2010 tarihli celsede ise zararının sanık ... tarafından giderildiğini beyan ettiği olayda; katılanın zararının kovuşturma aşamasında kısmen karşılanmış olması nedeniyle, katılana kısmi iadeye onay verip vermediği sorularak, sonucuna göre sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 168/2-4. maddesinde tanımlanan etkin pişmanlık hükmünün uygulama olanağının tartışılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması ve 5237 sayılı TCK’nın 142/1-e, 143/1, 168, 62. maddesiyle yapılan uygulamada hesap hatası sonucu hapis cezasının '1 yıl 4 ay 20 gün' yerine, '16 ay 20 gün' olarak belirlenmesi suretiyle eksik cezaya hükmolunması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-) Kasten işlemiş olduğu suçtan, hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin “a, b, c, d, e” bendinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2-) 5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesine göre, sanıkların neden oldukları yargılama giderlerinden ayrı ayrı sorumlu tutulmaları yerine yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasından, “5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin” uygulanmasına ilişkin bölüm çıkarılarak, yerine, “Kasten işlemiş olduğu suçtan, hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin “a, b, c, d, e” bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına” tümcesinin eklenmesi ve hüküm fıkrasından “yargılama giderine” ilişkin bölüm çıkarılarak, “Sanıklardan neden oldukları yargılama giderinin paylarına düşen oranda ayrı ayrı alınmasına” karar verilmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA; II-Sanık ... hakkında katılanlar ... ve ...'a yönelik; sanık ... hakkında katılan ...'a yönelik hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde: 1-) Katılan ...'nun 12.03.2009 tarihinde saat 17:00 sularında 320 adet inşaat dikme demirini, ... isimli işyerinin önündeki boşluğa istif ettiği, 13.03.2009 tarihinde saat 09:00 sularında almak için geldiğinde hepsinin alındığını anladığı, dosya içinde bulunan görgü tespit tutanağında hırsızlığın işyerinin avlusunda meydana geldiği ancak işyerini çevreleyen avlu duvarının bulunmadığı, sadece işyerinin doğu tarafında yaklaşık 30 m uzunlukta ve 1 m yükseklikte avlu duvarının bulunduğu, diğer tarafların açık vaziyette ve olayın istinat duvarının dip kısmında olduğu, işyerinin karayolu tarafında muhtemelen manevra yapmış ağır vasıta teker izine benzer yeni oluşmuş tekerlek izinin bulunduğu ancak tasnife elverişsiz olduğu, olay yeri inceleme tutanağında, çevrede yapılan araştırmada tasnife elverişli emare ve bulguya rastlanamadığının belirtildiği, Katılan ...'ın ... İlköğretim Okulu yanında bulunan ve yapımı kendisine ait inşaatından, 12-13.07.2009 tarihinde bilinmeyen saatte 80 adet demir dikme, 150 metre kare sac tavan döşemesi ve 25 adet ahşap yan kanadın alındığı ve devam eden inşaatın tarla içinde bulunduğu, görgü tespit tutanağında, iz ve emarenin bulunmadığının belirtildiği, 25.07.2009 tarihinde geceleyin saat 03:05 sularında sanayi sitesi içinde bulunan polis ekibini gören ... plakalı aracın farlarını söndürüp kaçmaya başlaması üzerine takibe alındığı, yapılan uyarılara rağmen durmayan aracın toprak yola girdiği, yola atılan inşaat iskele demirleri nedeniyle polis ekibinin durmak zorunda kaldığı, bu sırada aracın gözden uzaklaştığı, yapılan çalışmalar sonucunda aracın terkedilmiş ve içinde inşaat iskele demiri olduğu halde bulunduğu, tutanak mümzilerinin sadece aracı süren şahsı görebildiklerini belirttikleri, yapılan araştırmada ele geçen demirlerin katılan ...'ın inşaat alanından alındığının tespit edildiği, bahsi geçen aracın trafik kayıtlarının incelenmesi sonucunda ... tarafından 19.06.2009 tarihinde sanık ...'e satıldığının belirlendiği, bahsi geçen tutanak mümzilerinin olay tarihinde aracı süren şahsın sanık ... olduğuna ilişkin teşhis yaptıklarının tutanağa bağlandığı, sanığın yargılama aşamasında “Katılan ...'a yönelik hırsızlık suçunu tek başına gerçekleştirdiğini, diğer iki katılana yönelik hırsızlık suçuyla ilgisinin olmadığını ve bahsi geçen aracı 13.05.2009 tarihinde...'dan alıp, 01.06.2009 tarihinde ...'a sattığını, aracın hırsızlığa karıştığını öğrenmesi üzerine ...'tan aldığı parayı iade edip aracını geri aldığını ve daha sonra noter satışını yaptırıp ...'e getirdiğini” beyan ettiği, sanık ...'ın ise aşamalarda suçlamayı kabul etmediği, 26.07.2009 tarihli mukayese tutanağında, 12-13.07.2009 tarihinde meydana gelen olaya ilişkin olay yeri resimleri ile bahsi geçen aracın ön ve arka lastik izleri kıyaslandığında, aracın ön ve arka lastik izleriyle benzerlik olduğu; 25.07.2009 tarihindeki olaya ilişkin olay yerindeki lastik izleri ile aracın lastik izlerinin uyuştuğunun resimlerin incelenmesinden mukayese edildiğinin belirtildiği, 29.07.2009 tarihli cd inceleme tutanağının,... isimli işyerine ait kameranın, 25.07.2009 günü saat 03:04:13-03:04:52 arasını gösteren kaydına ilişkin olduğu, Sanık ...'e ait telefon kayıtlarının incelenmesinde, 12-13.03.2009 tarihlerinde görüşme yapılan baz istasyonlarının ..., ..., ..., ... ... olduğu, 12-13.07.2009 tarihlerinde ise görüşme yapılan baz istasyonlarının ...'in yanı sıra, ..., ..., ..... olduğunun anlaşılması karşısında;Savunmasında belirtmiş olduğu üzere sanık ...'in aracı fiilen hangi tarihte kullanmaya başladığı araştırılıp, 12-13.07.2009 tarihinde olay yerinde bulunduğu belirtilen lastik izleri ile bahsi geçen araca ait lastik izleri arasında, jandarma veya polis kriminal dairesine yöntemince inceleme yaptırılıp, sanık ...'in atılı suç tarihlerinde ...'da bulunup bulunmadığı, aracın sanık tarafından kullanılıp kullanılmadığı hususu araştırılıp;Olaya ilişkin tüm deliller toplandıktan sonra, suçların failinin sanık ... olup olmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanıp, olayın faili olduğunun tespit edilmesinden sonra da eyleminin hukuki vasfının tayin ve takdiri gerektiği dikkate alınmadan, aşamalardaki suçun inkarına yönelik ısrarlı savunmalarına karşın sanığın hırsızlık eylemini gerçekleştirdiğine ilişkin delillerin nelerden ibaret olduğu da karar yerinde açıklanıp tartışılmadan eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması; 2-) Sanık ...'ın hırsızlık suçunu diğer sanıkla işlediğine ilişkin, hükümlülüğüne yeterli, kuşkudan uzak, kesin, inandırıcı ve hukuka uygun kanıtlar bulunmadığı gözetilmeden, yüklenen suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, 3-) Kabule ve uygulamaya göre de; a-) Sanık ...'in her bir katılana yönelik eylemi nedeniyle ayrı ve bağımsız biçimde değerlendirme yapılarak, uygulama maddeleri ayrı ayrı gösterilip denetime olanak sağlayacak biçimde ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, toplu uygulama yapılması suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 232/6. maddesine aykırı davranılması, b-) Katılan ...'ın inşaatından 80 adet demir dikme, 150 metre kare sac tavan döşemesi ve 25 adet ahşap yan kanadın çalındığının anlaşılması karşısında; inşaatın bekçisinin bulunup bulunmadığı araştırılıp, sonucuna göre 5237 sayılı Yasanın 142/1-e maddesiyle aksi halde aynı Yasanın 141/1. maddesi ile uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, c-) Katılan ...'ya yönelik hırsızlık eyleminin katılanın işyerinin eklentisi durumunda olmayan alandan gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında; eylemin, 5237 sayılı TCK'nın 141/1. maddesine uyduğu gözetilmeden, kanıtların takdirinde yanılgıya düşülerek aynı Yasanın 142/1-e maddesiyle uygulama yapılması, d-) Katılanların suçun işlendiği saat konusunda bilgilerinin bulunmadığı ve sanık ...'in suçlamayı kabul etmediğinin anlaşılması karşısında; katılanlara yönelik hırsızlık eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 6/1-e maddesindeki gece sayılan zaman diliminde gerçekleştiğine ilişkin kanıtlar karar yerinde gösterilip tartışılmadan, aynı Yasanın 143. maddesiyle uygulama yapılması, e-) 5237 sayılı TCK’nın 142/1-e, 143/1. maddesiyle yapılan uygulamada hesap hatası sonucu hapis cezasının '3 yıl 8 ay' yerine, '3 yıl 4 ay' olarak belirlenmesi suretiyle eksik cezaya hükmolunması, f-) Katılan ...'ın inşaatından alınan bir kısım dikme demirin soruşturma aşamasında yapılan takip sonucu ele geçtiği, katılanın kollukta alınan beyanında bir kısım demirinin daha kayıp olduğunu, 13.01.2010 tarihli celsede ise zararının sanık ... tarafından giderildiğini beyan ettiği ve sanık ...'ın da bu iadeye karşı duruşunun bulunmadığı somut olayda; katılanın zararının kovuşturma aşamasında kısmen karşılanmış olması nedeniyle, kısmi iadeye onay verip vermediği sorularak, sonucuna göre adı geçen hakkında 5237 sayılı TCK'nın 168/2-4. maddesinde tanımlanan etkin pişmanlık hükmünün uygulama olanağının tartışılması gerektiğinin gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, g-) Kasten işlemiş oldukları suçtan, hapis cezasıyla mahkumiyetlerinin yasal sonucu olarak sanıkların, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin “a, b, c, d, e” bendinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum oldukları hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar savunmanlarının temyiz itirazı ve tebliğnamedeki düşünce bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkının korunmasına, 01.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.