Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1531 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16712 - Esas Yıl 2011
Tebliğname No : 6 - 2009/50002MAHKEMESİ : Kastamonu 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 30/12/2008NUMARASI : 2008/140 (E) ve 2008/705 (K)SUÇ : Hırsızlık Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre, suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;1- Hırsızlık suçunun, mağdurlara ait cep telefonu alım satım ve tamiratı yapılan işyerinde işlendiğinin anlaşılması karşısında; sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b maddesi ile uygulama yapılması gerekirken, aynı Yasanın 141/1. maddesi ile hüküm kurulması, 2- Mağdurların soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısına verdiği ifadelere ve kolluk görevlileri tarafından düzenlenen 11.09.2006 tarihli tutanak içeriğine göre, suça konu cep telefonunun sanığın üzerinde ele geçirildiği ve el konulup mağdur Ö.. Y..'a teslim edildiği; suça konu diğer eşyanın karşılığı olarak şikayetçi olunmaması için sanığın babası tarafından mağdurlara 1.500 Türk Lirası ödeme yapıldığı, mağdurların da “zararlarının karşılandığına” ilişkin anlatımlarda bulunmuş olmalarına ve sanığın da “babasının mağdurlara ödeme yaptığına” ilişkin savunmada bulunmuş olmasına karşın; mağdur E.. C..'ın kovuşturma aşamasında “kolluk görevlileri tarafından teslim edilen cep telefonunun iade edilmesi dışında diğer zararın karşılanmadığını” beyan ettiği, ifadesinin devamında da “Cumhuriyet savcısına verdiği ifadenin doğru olup kendisine ait olduğunu” söylemiş olması dikkate alındığında; etkin pişmanlık hükümlerinin yasal uygulama koşullarının değerlendirilebilmesi için öncelikle; mağdur E.. C..'ın aşamalardaki ifadeleri arasındaki çelişkinin giderilmesi, gerektiğinde sanığın babasının tanık olarak dinlenilmesi ve kolluk görevlileri tarafından sanığın üzerinde ele geçirilen cep telefonunun dışındaki eşyanın karşılığının mağdurlara ödenip ödenmediğinin duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi ve sonucuna göre, 5237 sayılı TCK'nın 168/1-4. madde ve fıkralarının uygulama koşullarının tartışılması gerekirken, mağdur E.. C..'ın kovuşturma aşamasındaki ifadesine dayanılarak yazılı biçimde uygulama yapılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık Ş.. I.. savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, ceza süresi yönünden 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 06.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.