Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15054 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7673 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Çocuk MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, Konut dokunulmazlığını bozmaHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:I-Sanık hakkında konut dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;Hükmolunan cezanın türü ve miktarına göre, 1412 sayılı CMUK’nın 5219 sayılı Yasa ile değişik 305/1.maddesi gereğince hükmün temyizi olanaklı bulunmadığından, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca sanık ... savunmanının temyiz isteminin tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,II-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-) Suç tarihinde 15-18 yaş grubunda bulunan sanık hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Yasası'nın 35/1. maddesi uyarınca sosyal inceleme yaptırılıp raporunun aldırılmaması ve aynı maddenin 3.fıkrası gereğince sosyal inceleme raporu aldırılmama nedeninin gerekçeli kararda tartışılmaması,2-) 5237 sayılı TCK'nun 51. maddesinde iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkum edilenlerin cezasının ertelenebileceği, fiili işlediği sırada 18 yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olanlar bakımından bu sürenin üst sınırı üç yıl olduğu belirtilmiş ancak erteleme kararı verilebilmesi,a) Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olmak,b) Suçun işlendikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaat oluşması, Koşullarına bağlanmıştır. Birinci koşul gerçekleştiği halde ise cezanın ertelenmesine karar verilebilmesi için kişinin suç işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması gerekmektedir. Cezanın ertelenmesi cezanın doğrudan sanığın kişiliğine uydurulmasını öngören yargısal bir kişiselleştirme kurumudur. Cezanın ertelenmesi veya ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken gerekçe gösterilmeli ve bu gerekçe sanığın kişiliği ile ilgili bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde yasal ve yeterli olmalıdır. Gerekçenin bu niteliği keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etme özellikleri de taşır. Zira yasal, yeterli ve geçerli bulunmayan bir gerekçeye dayanılarak erteleme isteminin reddine karar verilmesi yasa koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi cezanın kişiselleştirilmesi ilkesine de aykırı olup, uygulamada keyfiliğe yol açabilir. Cezanın ertelenip ertelenmeyeceğine ilişkin takdir mutlaka olayla uyumlu olmalı yargıcın soyut kanıtlara değil, sanığın kişiliğinde var olan somut nedenlere dayanmalıdır. Sanığın olay öncesi ve sonrası davranışları gözönünde bulundurularak gelecekteki yaşamının sezilmesi, suç işleme hususundaki eğilimi buna göre belirlenmelidir. 5271 sayılı TCK'nun 231. maddesinde yer alan hükmün açıklanmasını, kurumu ise doğurduğu sonuçlar itibariyle karma özelliğe sahiptir. 1) Suça ilişkin koşullar, a) Yargılama sonunda mahkumiyet hükmü tesis edilmesi ve 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası,b) Suçun Anayasanın 174. maddesinde güvenceye alınan suçlardan bulunmaması,2) Sanığa ilişkin koşullar,a) Sanığın daha önceden kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış olması, b) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi, c) Mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışı göz önünde bulundurularak sanığın yeniden suç işlemeyeceği kanaatine ulaşılması gerekmektedir. Bu koşulların, tüm koşullar bulunması halinde mahkeme hükmün açıklanmasını geri bırakmaya karar verebilir. Görüldüğü üzere 5237 sayılı TCK'nun 51. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nun 231. maddesinin koşulları ve sonuçlarının aynı olmadığı, bu nedenle önce 5271 sayılı CMK'nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılma koşullarının bulunup bulunmadığı resen değerlendirilip olumsuz sonuca ulaşıldığı takdirde cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin 5237 sayılı TCK'nun 51. maddesi yönünden değerlendirilmesinin denetime olanak verecek biçimde ayrı ayrı yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek takdiri gerekir.Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Adli sicil kaydına göre herhangi bir mahkumiyet kararı olmayan, ortaokuldan terk olup ailesi ile birlikte kalan herhangi bir geliri bulunmayan, duruşma tutanaklarına herhangi bir olumsuzluğu yansımayan sanık hakkında yerel mahkemece sanığın “geçmiş hal, sosyal ilişkileri, yargılama sürecindeki olumlu davranışları, cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri” ele alınarak, 5237 sayılı TCK'nun 62. maddesinin uygulanmasına ilişkin gerekçede özenli bir dil kullanılarak takdiri indirim nedeni uygulanmasına karşın, cezanın doğrudan sanığın kişiliğine uydurulmasını öngören TCK'nun 51. maddesi ile ilgili değerlendirilmede ise; “geçmişteki durumu ve suç işleme konusundaki eğilimleri gözetilerek cezanın ertelenmesi halinde ilerde yeniden suç işlenmekten çekineceği hakkında olumlu kanaat oluşmadığından uygulanmasına yer olmadığına” denilerek verilen kararda sanığın dosyaya yansıyan kişiliği ile ilgili bilgi ve belgelerin yeterince değerlendirildiği de gösterilmeden yerel mahkemenin sanığın bir daha suç işlemekten çekinmeyeceği inancına hangi somut nedenlere dayanarak ulaştığı da karar yerinde denetime olanak verecek şekilde açıklanıp, tartışılmadan yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi, CMK'nun 231. maddesinde anlamını bulan hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesi ile ilgili olarak da “sanığın yeniden suç işlemekten çekineceği konusunda mahkememizde olumlu kanaat oluşmadığından ve müşteki şikayetçi olduğundan, zararı giderilmediğinden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına” gerekçelerine dayanarak reddine karar verilmiş ise de yakınanın suça konu köpeğinin teslim edildiği dikkate alındığında suçun işlenmesi ile ilgili olarak ne şekilde bir maddi zararın varlığının tespit edildiği açıklanmadan ve yukarıda izah edildiği gibi yeniden suç işlemektenÇekinmeyeceği inancına da hangi somut verilere dayanarak ulaşıldığı denetime olanak verecek şekilde karar yerinde açıklanıp tartışılmadan kanunda öngörülen kriterlerin değerlendirilmesine yeterince yer verilmeden yerinde yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde uygulama yapılması, 3) Mahkemece 5271 sayılı Yasanın 150/3. maddesi uyarınca, baroya yazı yazılarak 15-18 yaş grubunda bulunan sanığın savunmasını yapmak üzere zorunlu savunmanın görevlendirilmesi nedeniyle, savunmana ödenen avukatlık ücretinin, dosyadaki bilgilerden mali geliri bulunmadığı anlaşılan sanığa, yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olduğundan,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 07.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.