Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14845 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5910 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 14 - 2011/228793MAHKEMESİ : Kırklareli Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 22/02/2011NUMARASI : 2010/269 (E) ve 2011/56 (K)SUÇ : Hürriyetinden yoksun kılmak Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye, uyulan bozmaya ve Hâkimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;Bir suçtan dolayı TCK’nun 61. maddesi gereğince temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin birinci fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlar göz önünde bulundurulacak ve somut gerekçeler de belirtilmek suretiyle kanundaki cezanın alt ve üst sınırı arasında takdir hakkı kullanılacaktır. Ayrıca temel ceza belirlenirken aynı Yasanın 3. maddesinin birinci fıkrasındaki,” Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığı ile orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur” şeklindeki hüküm de gözetilmek zorundadır. Ceza hukukunun temel ilkelerinden olan cezanın şahsileştirilmesi kuralının da amacı ceza ve sanık arasında uygun dengeyi sağlamaktır. İki sınır arasında cezayı belirleme hakime ait ise de bu yetkinin kullanılmasında adalet ve nesafet kurallarına bağlı kalınması bu bağlamda suçun işleniş şekli, önemi, sebepleri, kanun ve nizamlara muhalefet derecesi, kastın yoğunluğu, sanığın sosyal durumu, geçmişi, topluma kazandırılması hususlarının göz önünde tutulmasının yanında bu konudaki gerekçenin dosya ile uyumlu olması zorunludur. Somut olaya gelince ;Kırklareli Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 24.4.2008 tarihli iddianamesi ile sanıklar M.. K.. ve İsmail Eğer hakkında yağma suçundan kamu davası açıldığı, sanıklar hakkında özgürlüğü kısıtlama suçundan 5271 sayılı CMK’nın 170/3 ve 225/1.maddelerinde öngörülen yönteme ve biçime uygun olarak açılmış dava bulunmadığı halde, ek savunma hakkı verilip bu suçtan da üçer yıl dörder ay hapis cezasına mahkum edildikleri, kararın sadece sanıklar savunmanları tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 30.06.2010 gün ve 2009/10003 Esas, 2010/11584 Karar sayılı ilamıyla yağma suçundan verilen mahkumiyet hükmü onanırken hürriyetten yoksun bırakma suçundan açılmış dava bulunmadığından bahisle kararın bozulduğu, bozmaya uyularak sanıklar hakkkında sözü edilen suçtan ek iddianame düzenlettirildiği duruşma açılıp sanıkların yeniden dinlendiği, bu süreç içerisinde suçun işleniş şekli ve özelliğinde dosyaya yansıyan yeni bir hal ve/veya herhangi bir değişikliğin bulunmadığı, buna karşın sanıklar hakkında temel hürriyeti bağlayıcı ceza belirlenirken bu kez “suçun işleniş şekli ve özelliği” şeklinde soyut ifadelere yer verilip olayla da nisbetli tarzda tayin ve takdiri içerdiği somut olgulara dayandırılmadan yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle alt sınırın üzerinde ceza belirlenmesi,Bozmayı gerektirmiş,sanıklar İsmail Eğer ve M.. K.. savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 03.7.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.