Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14765 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5928 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : ZimmetHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay 5.Ceza Dairesinin 23.06.2009, Yargıtay 13.Ceza Dairesinin 30.11.2011 tarihli görevsizlik kararları ile Daireye gönderilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Sanık hakkında erteleme hükmü değerlendirilirken, “...sanığın kişiliği ve suçun işleniş şekli dikkate alınarak cezasının ertelenmesine yer olmadığına” karar verildiği, aynı gerekçenin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK'nın 231/6-b maddesi uyarınca da aranan subjektif şartlardan olduğu nazara alındığında belirtilen nedenle sanık hakkında; hükümden sonra 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562.maddesi ve 25.07.2010 tarih ve 27652 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6008 sayılı Kanunun 7.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231/5-14. maddesinin uygulama olanağı olmadığı anlaşılmakla yapılan incelemede: Oluş ve dosya içeriğine göre, sanığın eyleminin nitelikli zimmet suçunu oluşturduğunun anlaşılması karşısında; eylemine uyan 765 sayılı TCY’nin 202/2-3, 219/3 (hafif), 59/2, 219/son maddeleriyle aynı suça uyan 5237 sayılı Yasanın 247/1-2, 248/1, 249/1, 62, 53. maddeleriyle uygulama yapılıp, her iki Yasaya göre denetime olanak sağlayacak şekilde uygulanan Yasa maddeleriyle verilmesi gereken cezalar ayrı ayrı tespit edilip sonuç cezalar karşılaştırılarak lehe olan yasa belirlenerek uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması kanuna aykırı ise de; uygulama sanığın açıkça lehine olduğundan ve ayrıca suçun, 5237 sayılı TCK'nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesi nedeniyle sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulu’nun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun, kendi altsoyu açısından koşullu salıverme tarihine; kendi altsoyu dışındaki kişiler yönünden ise, cezasının infazı tamamlanıncaya kadar süreceğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “53. maddenin uygulanmasına” ilişkin bölüm çıkartılarak, yerine “sanığın, TCY’nin 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmasına, 3. fıkrası uyarınca da kendi alt altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanık hakkında uygulanmamasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.