Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13999 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5917 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Yağma, yaralama, hürriyeti tahditHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 23/11/2011 tarihli görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilerek, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Hükmolunan cezaların süresine göre, yasal olanak bulunmadığından sanık ...’nin duruşmalı inceleme isteminin 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nun 318 (5271 sayılı CMK’nun 299/1.) maddesi uyarınca REDDİNE, Oluş ve dosya kapsamına göre, mağdurun olay günü aralarında önceye dayalı gönül ilişkisi bulunan sanıkla buluştuğu, sanığın kendisini zorla araca bindirip bir portakal bahçesine götürdüğü, arabadan inip kaçmaya çalıştığında yakalayıp döverek mağduru yere düşürdüğü, sonrasında cebinden çıkardığı bir bıçakla kendisine vurmak istediği, mağdur tutup engel olmak istediğinde elinin yaralandığı, bıçağı bu kez mağdurun boğazına dayayan sanığın “sana boş bir senet imzalatacağım imzalarsan seni serbest bırakırım sen ölmeye değmezsin seni süründüreceğim” diyerek zorla senet imzalatmak istediği ancak yanında kalem olmadığı için mağduru bir eve götürdüğü burada boş senet imzalattığı ve 10.11.2006 tarihli Adli Tıp Raporuna göre de mağdurun basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyecek, yaşamsal tehlikeye ve duyu/organ kaybı veya işlev zayıflamasına neden olmayacak şekilde yaralanmış olduğunun anlaşılmasına göre;I-Sanık hakkında yağma ve hürriyetten yoksun bırakma suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde; Sanığın eyleminin 765 sayılı TCK’ya göre, 499/1-2.cümle maddeleri ile 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 149/a, d, 109/2, 109/3-a maddelerinde belirtilen suçları oluşturduğu düşünülüp, buna göre lehe Yasanın saptanması yerine, hükmün gerekçesinde eylemin 765 sayılı TCK’nın 497/1. maddesindeki suçu oluşturacağı kabul edilip, sanık yararına olduğu belirlenen 5237 TCK'nın uyarınca da yağma suçundan da hüküm kurulurken 149. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin yanı sıra (d) bendi ile de uygulama yapılmaması ve aynı Yasanın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken, bu hususların dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin düşünülmemesi; yine somut olayda koşulları oluşmadığı halde aynı Yasanın 150/2. maddesiyle cezadan indirim yapılması, yapılan uygulama açıkça sanık lehine olup karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;1-5237 sayılı Yasanın 53/3. maddesi göz ardı edilerek, 53/1-c bendinde belirtilen haklardan sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmiş olması, 2-5237 sayılı TCK’nın 7/3. maddesi gereğince, 01.06.2005 tarihinden önce işlenen suçlar nedeniyle aynı Yasanın 58/6-7.maddesinde düzenlenen mükerrirlere özgü infaz hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’nun 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından 5237 sayılı Yasanın 53. maddesi ve 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımların çıkarılarak 53. madde yerine, “Sanığın, TCK’nın 53. maddesinin 2.fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmasına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanık hakkında uygulanmamasına” cümlesi yazılmak suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,II-Sanık hakkında yaralama suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;Yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçları birer birleşik suçtur. Her iki suçun işlenmesinde de kullanılan cebir, fiziki zor kullanmadır. Bu da maddi cebiri ifade eder. Bu suçların işlenmesinde kullanılan maddi cebir TCK'nın 86. maddesi kapsamında kaldığı sürece anılan suçların yanı sıra ayrıca yaralama suçundan da ceza verilemez. Ancak yaralama neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış şekilde olursa o takdirde TCK'nın 87. maddesine göre bir ceza tayin edilecektir. Oluş ve dosya kapsamına göre, sanığın eylemleri yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçlarını oluşturduğu ve bu suçların işlenmesinde kullanılan maddi cebirin ise ulaştığı boyuta göre ayrıca yaralama suçundan da hüküm kurulamayacağı düşünülmeden yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde uygulama yapılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, 03.07.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.