MAHKEMESİ : Ağır Ceza MahkemesiSUÇLAR : Yaralama, tehditYerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay 17. Ceza Dairesinin 22/04/2015 tarihli görevsizlik kararı ile Daireye gönderilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:I- Sanık hakkında tehdit suçundan kurulan hükmün incelemesinde;Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;1-Sanığın, hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar TCK'nın 53/1-a-b-c-d-e maddesinde yazılı hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına; ancak, TCK'nın 53/3. maddesi uyarınca koşullu salıverildiği takdirde, kendi altsoyu üzerinde TCK'nın 53/1-c bendinde sayılan hakları kullanmaktan yoksunluğunun sona erdirilmesine karar verilmiş ise de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK'nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması,2-5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Yasanın 108/2. maddesi uyarınca tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamayacağının anlaşılması karşısında; tekerrüre esas alınan Asliye Ceza Mahkemesi’nin 20.11.2009 gün ve 2009/31-814 sayılı ilamında birden fazla suçtan mahkumiyetin bulunduğu ve bu suçların içinde en ağırının mala zarar verme suçundan hükmedilen 4 ay hapis cezası olduğu ve bu hükümlülüğün tekerrüre esas alınması gerektiğinin karar yerinde gösterilmemesi suretiyle infazda duraksamaya neden olunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ... ve savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından TCK'nın 53. maddenin uygulanmasına ve tekerrüre ilişkin bölüm çıkarılarak yerlerine, "Sanığın, kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1. maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamasına" ve “5237 sayılı TCK’nın 58/6-7. maddesi gereğince, sanık hakkında hükmolunan cezanın, Denizli 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 20.11.2009 gün ve 2009/31-814 sayılı ilamı uyarınca ve bu ilamdaki mala zarar verme suçuna ilişkin önceki hükümlülüğü nedeni ile mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, infazdan sonra sanık hakkında denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” cümlelerinin yazılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, II- Sanık hakkında yaralama suçundan kurulan hükmün incelemesine gelince;Katılan ... ...'ın, mahkemenin kararından sonra 12.03.2012 havale tarihli dilekçesi ile şikayetinden vazgeçtiğinin anlaşılması karşısında; şikayete bağlı olan yaralama suçu açısından, sanık ... ...'a 5237 sayılı TCK'nın 73/6. maddesi gereğince şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorularak, kabul etmesi halinde, 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi gereğince kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ... ve savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 29.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.