Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13401 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21105 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇLAR : Yağma, Tehdit, Yaralamaya azmettirme, Nitelikli yaralama, Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, Güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:I-Sanıklardan ... hakkında katılan ...'e yönelik tehdit ve yaralamaya azmettirme suçundan kurulan hüküm ile sanık ... hakkında katılan ...'e yönelik güveni kötüye kullanma suçu ve sanıklar ..., ..., ... hakkında katılan ...'e yönelik nitelikli yaralama ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;Sanık ... hakkında güveni kötüye kullanma suçundan kurulan hükümde 5237 sayılı Yasanın 53. maddesindeki haklardan yoksun bırakılmasına karar verilmemiş ise de, hükümlülüğün yasal sonucu olarak infaz aşamasında dikkate alınması olanaklı görülmüştür.Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulu'nun takdirine göre, sanıklar ..., ..., ..., ... savunmanlarının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün kısmen tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, II-Sanık ... hakkında katılan ...'e yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma sanıklar ..., ..., ... hakkında katılan ...'e yönelik tehdit suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince; 1) Oluş ve dosya içeriğine göre; Olay tarihinden önce sanık ...'ün katılan ...'den alacağı olduğu ve tüm çabalara rağmen bu alacağı tahsil edemediği, sanık ...'ın teyzesinin oğlu olan sanık ...'a anlatıp, paranın tahsili ve paylaşma yönünde anlaştıkları, sanık ...'un diğer sanıklar ile önce katılan ...'in oğlu olan ...'yi bir şeyler yiyip, içip eğlenme önerisi ile bir lokantaya götürdükleri, konuşma sırasında katılan ...'in hangi saatlerde döndüğünü sorup, öğrendikleri. Bu bilgi doğrultusunda katılan ...'in gelmesi muhtemel zaman ve zemini kollayıp, bir bahane ile onu da araçlarına alıp, katılan ...'in de tanıdığı sanık ...'ın ulaşmaya çalışıyor gibi önce evine ordan çalıştığı tarlaya gittikleri, sanık ...'ın "siz gidin sonra gelirim" demesi üzerine sanıkların, katılan ...'i eğlenme bahanesi ile katılan ...'yi bıraktıkları lokantaya döndükleri, bir süre sonra özel konuşacaklarını söyledikleri katılan ...'i alıp ıssız bir yere götürüp, katılan ..., sanık ...'a olan 200 TL (200 milyon lira) borcun ödenmesinden bahsedip, katılan ...'in bunun onları ilgilendirmediğini söylemesi üzerine sanıkların değişerek yeni bir kast altında, sanık ...'ın talep ve iradesini de aşan bir şekilde "senin ....'a 200 TL (200 milyon lira) borcun varmış bunun karşılığında bize 500 milyon vereceksin" şeklinde sözler sarf ettikleri katılanın olumsuz yanıtı üzerine katılan ...'in özgürlüğünü kısıtlayıp, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde darp edip, üzerindeki 100 TL para ve cep telefonunu alan sanıklar ... ... ve...'nın eyleminin yağma suçunu oluşturduğu düşünülmeden yazılı şekilde uygulama yapılması, 2) Suça azmettirmeden söz edebilmek için, TCY'nın 38. maddesi gerekçesinde de belirtildiği üzere, belli bir suçu işleme hususunda henüz fikri olmayan bir kişinin başkası tarafından bu suçu işlemeye karar verdirilmesi gerekir. Azmettirenin suçun işlenmesinde doğrudan bir katkısı yoktur. Azmettirenin girişimi ile suç işlenmektedir. Müşterek faillikte ise birlikte suç işleme kararının yanı sıra fiil üzerinde ortak hakimiyet kurulduğu için, her bir suçun ortağı "fail" konumundadır. Fiil üzerinde ortak hakimiyetin kurulup kurulmadığının saptanmasında, suç ortaklarının suçun icrasında üstlendikleri rolleri ve katkılarının taşıdığı önem göz önünde bulundurulmalıdır. Suç ortaklarının, suçun işlenmesinde yaptıkları katkının, diğerinin fiilini tamamladığı durumlarda da müşterek faillik söz konusu olacaktır. Somut olayda sanıklar ... ... ve...nın bizatihi alacaklı olmadıkları bir alacak verecek borç ilişkisini dillendirip sonradan değişerek gelişen yeni bir kast altında yakınanı hürriyetinden mahrum etme şeklinde gelişen eylemlerinin bu aşamasından sanık ...'ın sorumlu tutulamayacağı düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ..., ..., ... savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, sanıklar ..., ..., ... hakkında tehdit suçundan kurulan hükümde 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesinin gözetilmesine, 11.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.