Tebliğname No : 6 - 2009/162213MAHKEMESİ : İzmir 28. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 03/03/2009NUMARASI : 2008/98 (E) ve 2009/170 (K)SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;1) Oluş ve dosya içeriğine göre; yakınan A.. Y..’ın 29/12/2007 tarihinde kollukta alınan ifadesinde, "İşyerinin hemen yanında bulunan 164 sayılı yere ek bina yaptırdığını, ancak ruhsatsız olduğu için Belediye tarafından yıkıldığını, yıkılan yerin arka tarafında bulunan odaya dükkanda kullanılan malzemeyi koyduğunu" beyan ettiği; sanığın savunmasında, "Üç tarafı çevrili, üzerinde çatısı olan, ancak ön tarafında kapısı ve penceresi bulunmayan, pideci dükkanına bitişik baraka gibi bir yere ihtiyacını gidermek için girdiğini, köşeye bırakılmış malzemeyi gördüğünü, yemek ve içmek amacıyla aldığını" söylediği; 29.12.2007 tarihli görgü ve tespit tutanağında "suçun işlendiği yerin, tek katlı betonarme dükkan olduğu, tavanının yarısının kırık ve açık olduğu, tek gözden ibaret olduğu, dış kapı ve penceresinin olmayıp ön giriş kısmının tamamen açık olduğu, depo olarak kullanılan yerin yakınana ait işyerinin tasarrufu altında bulunduğunun" belirlendiği; bu durumda suçun işlendiği yerin 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b maddesi anlamında "bina veya eklenti" ve aynı Yasanın 116/2. maddesi anlamında "işyeri ve eklentisi" niteliği taşımadığının anlaşılması karşısında; koşulları oluşmadığı halde işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan ve TCK'nın 141/1. maddesi yerine 142/1-b maddesi ile hüküm kurulması,2) Yakınan A.. Y..’ın, "29.12.2007 tarihinde saat 05:00 sıralarında arayan polislerin depoda bulunan eşyayı çalan hırsızın yakalandığını ve karakola gelmesi gerektiğini söylemeleri üzerine karakola gittiğini" söylediği; sanığın, 28.01.2009 tarihli oturumda, "yakalandığında eşyayı aldığı yeri polislere gösterdiğini" beyan ettiğinin anlaşılması karşısında; 29.12.2007 tarihli tutanağı düzenleyen kolluk görevlilerinin ifadesine başvurularak, sanığın suça konu eşyayı çaldığı yeri gösterip göstermediğinin tereddüde yer bırakmayacak şekilde belirlenmesinden sonra, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinin uygulama koşullarının bulunup bulunmadığının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,3) Sanığın, TCK’nın 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmasına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanık hakkında uygulanmamasına karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde uygulama yapılması,Bozmayı gerektirmiş, sanık H.. Ç..’ın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 24.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.