Tebliğname No : 6 - 2010/139084MAHKEMESİ : Siverek 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 22/10/2009NUMARASI : 2009/181 (E) ve 2009/358 (K)Suç : Hırsızlık, kamu malına zarar vermekYerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Dosya içeriğine, uyulan bozmaya, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanıklar M.. K.. ve R.. Ü.. tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;1-Sanık Mehmet'in suçun işlendiği sırada kardeşi diğer sanık Güven'in de yanında olduğunu belirttiği; sanık Güven'in ise suçu inkara dair savunmada bulunmuş olması karşısında; aralarında menfaat çatışması bulunduğu halde, aynı avukatla temsil ettirilerek, 5237 sayılı Yasanın 152. maddesine aykırı davranılması,2-Hükümden sonra 05.07.2012 tarih ve 28344 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 82. maddesiyle değişik 5237 sayılı TCK'nın 142/3. maddesinde belirtilen sıvı veya gaz hâlindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerden hırsızlık suçunu işleyen kişilerin "Beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı" öngörüldüğünden, yapılan yasal değişiklikle maddede öngörülen hapis cezasının üst sınırı itibariyle davaya bakma görevinin, 5235 sayılı Yasanın 12. maddesi gereğince, Ağır Ceza Mahkemesi'nin görevine girdiği gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesinde zorunluluk bulunması,3-Sanıklar M.. K.. ve R.. Ü..'in, ..Köyü Karasu mezrasından geçmekte olan katılan kuruma ait petrol boru hattını delmek suretiyle hırsızlık yapmaya karar verdikleri, bu doğrultuda 17.09.2006 tarihinde olay yeri olan boru hattına geldikleri, öncelikle vanayı takıp kaynak yapmayı başaramadıkları, daha sonra açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen başka bir kaynakçı ile 19.09.2006 günü aynı yere geldikleri ve vana takmaya, kaynak yapmaya çalıştıkları sırada devriye görevi yapan kolluğun müdahalesi sonucunda sanıklardan M.. K..'ın yakalandığı, böylelikle aynı suç işleme kararının icrası kapsamında 2 gün arayla B.. B.. boru hattından hırsızlığa teşebbüs ettiklerinin anlaşılması karşısında; sanıklar hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde 5237 sayılı Yasanın 43/1. maddesinin uygulanacağının gözetilmemesi,4- Hırsızlık eylemi teşebbüs aşamasında kaldığı halde, koşulları oluşmamasına rağmen TCK'nın 168.maddesiyle hüküm kurulması,5- Sanıklar M.. K.. ve R.. Ü..'in TCK’nın 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmasına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanıklar hakkında uygulanmamasına karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde uygulama yapılması,6- 5271 sayılı Yasanın 231.maddesinde yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi şartları belirtilmiştir.A-Suça ilişkin koşullar,a)- Yargılama sonunda mahkumiyet hükmü tesis edilmesi ve 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası,b)-Suçun, Anayasa'nın 174. maddesinde güvenceye alınan suçlardan bulunmaması,B-Sanığa ilişkin koşullar,a)-Sanığın daha önceden kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, b)-Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi (5271 sayılı CMK’nın 223/9. fıkrasına göre, zararın giderilmesi koşulunu derhal yerine getiremediği takdirde; sanık hakkında mağdura veya kamuya verdiği zararı denetim süresince aylık taksitler halinde ödemek suretiyle tamamen gidermesi koşuluyla da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir.)c)-Mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışı gözönünde bulundurularak sanığın yeniden suç işlemeyeceği kanaatine ulaşılması ve sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmesi gerekmektedir. Bu koşullar bulunması halinde mahkeme hükmün açıklanmasını geri bırakmaya karar verebilir. Somut olaya gelince; sabıkasız olan sanıklar Mehmet ve Remzi'nin, duruşmaların bir kısmına katıldıkları ve duruşma tutanaklarına yansıyan olumsuz bir hareketlerinin olmadığı, katılan tarafın zararını da giderdiklerinin anlaşılması karşısında; TCK'nın 62. maddesi; fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki olumlu davranışları göz önüne alınarak lehe uygulanan sanıklar hakkında, somut olay ile örtüşmeyen ve 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesinde yer alan “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinde, sanıklar yönünden yasanın öngördüğü objektif ve subjektif koşulları değerlendirmeden, “duruşmadaki tutum ve davranışları, kişilik özellikleri” denilmek suretiyle yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle 5271 sayılı CMK'nın 231/5-14. madde ve fıkralarının uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,7-Suçu birlikte işleyen sanıklardan neden oldukları yargılama giderlerinin “ayrı ayrı” yerine, “eşit” olarak alınmasına hükmedilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 326/2.maddesine aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar M.. K.., G.. K.. ve R.. Ü.. savunmanları ile katılan B.. B.. vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, isteme uygun olarak, sanık G.. K.. yönünden diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca sanıkların kazanılmış hakklarının korunmasına, 16.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.