MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık Konut dokunulmazlığını bozmakHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09/09/2013 tarihli kenar yazısı ile Daireye gönderilmekle başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:I- Sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükmün incelemesinde; Sanığa yüklenen ve 5237 sayılı TCK.nun 116/1-4, 31/3. maddesine uyan suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre aynı Yasanın 66/1-e, 66/2 maddesinde öngörülen 5 yıl 4 aylık zamanaşımının, karar tarihi olan 19.02.2008 tarihi ile inceleme tarihi arasında geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, II-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelemesine gelince; Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre, suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;1- Suç tarihi 12.11.2006 olduğu halde, gerekçeli karar başlığında suç tarihinin yanlış ve ayrı iki tarihin gösterilmesi, 2-Yakınanın evinden cep telefonu ve 4-5 TL bozuk para alan sanığın cep telefonunu tamir için bıraktığı yeri söylemek suretiyle iadesini sağladığının anlaşılması karşısında; kısmi iade nedeniyle yakınanın rızası sorularak 5237 sayılı TCK’nun 168/4.maddesi yollamasıyla aynı Yasanın 168/1.maddesinin sanık hakkında uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılmaması, 3-Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olacak biçimde, mahkemece 5271 sayılı Yasa’nın 150/3. maddesi uyarınca, Baroya yazı yazılarak sanığın savunmasını yapmak üzere zorunlu savunmanın görevlendirilmesi nedeniyle, savunmana ödenen avukatlık ücretinin, dosyadaki bilgilerden mali geliri bulunmadığı anlaşılan sanığa, yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.