Tebliğname No : 6 - 2009/126853MAHKEMESİ : Konya 4. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 24/09/2008NUMARASI : 2008/251 (E) ve 2008/817 (K)Suç : HırsızlıkYerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Sanıklar N.. Y.. ve G. Y..'nun yokluğunda tefhim edilen hükümde, temyiz süresinin başlangıcının tefhim ve tebliğ şeklinde yanlış anlamaya neden olacak ifadelere yer verilmek suretiyle sanıkların yanıltıldığının anlaşılması karşısında, Ceza Genel Kurulunun 23.12.2008 gün ve 2008/6-258-240 sayılı kararı uyarınca adı geçen sanıklar savunmanının eski hale getirme talebi ve temyiz başvurusu kabul edilerek yapılan incelemede;Yakınanın konutunun bahçesinde bulunan kömürlüğüne girilerek hırsızlık suçunun işlenmesi nedeniyle sanıklar hakkında konut dokunulmazlığını ihlal suçundan zamanaşımı içinde işlem yapılması olanaklı kabul edilmiştir.Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-) Sanıkların, yakınana ait kömürlükten çaldığı kazanı at arabasına yükleyip kaçtıkları, ihbar üzerine kolluk güçlerince yakalandıklarının anlaşılması karşısında; araya kesinti girip eylem tamamlandığı halde 5237 sayılı Yasanın kalkışmaya ilişkin 35. maddesiyle cezalarından indirim yapılması,2-) Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması ve suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması durumunda uygulanabilecek olan 5237 sayılı TCK’nın 51. maddesi ile sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, koşullarının varlığı halinde uygulanabilecek olan CMK’nın 231. maddesinin koşulları ve sonuçlarının aynı olmadığı; hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis olması veya adli para cezası olması halinde öncelikle yasal bir zorunluluk olarak 5271 sayılı Yasanın 231.maddesinin 5-14. fıkralarında düzenlenmiş bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının bulunup bulunmadığı resen değerlendirilecek, olumsuz sonuca ulaşıldığı takdirde cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin 5237 sayılı Yasanın 50 ve 51.maddeleri yönünden değerlendirme yapılabilecektir.Hal böyle olunca;Anılan yasa maddeleri belli bir sıra içinde değerlendirilirken denetime olanak verecek bir biçimde yasal ve yeterli gerekçelerinin ayrı ayrı karar yerinde gösterilmesi gerektiği gözetilmeden “sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının koşulları bulunmadığı ve TCK'nın 50 ve 51. maddelerinin ise uygulanmasına takdiren yer olmadığı” şeklinde, yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi,3-)5237 sayılı TCK.nın 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmalarına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanıklar hakkında uygulanmamasına, karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması,4-)Suçu birlikte işleyen sanıkların neden oldukları yargılama giderlerinden ayrı ayrı sorumlu tutulmaları yerine 5271 sayılı CMK.nun 326/2. maddesine aykırı biçimde “sanıklardan dayanışmalı olarak hazine adına tahsiline” şeklinde karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar N.. Y.. ve G. Y.. savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesiaracılığıyla 1412 sayılı CMUK.nın 326/son maddesi uyarınca sanıkların ceza süresi bakımından kazanılmış haklarının korunmasına, 09.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.