Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12230 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2813 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığı ihlal, mala zarar vermeHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Birden fazla kişiyle birlikte işlenen konut dokunulmazlığını bozma suçunun uzlaşmaya tabi olmadığı gözetilerek tebliğnamede bu yönde bozma isteyen düşünce benimsenmemiştir. I-Sanıklar ... hakkında "hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma" ve sanık ... hakkında "hırsızlık" suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde; Sanıklar hakkında hapis cezasına mahkumiyetin doğal sonucu olarak 5237 sayılı TCK’nın 53.maddesinin uygulanmaması, infaz aşamasında dikkate alınması olanaklı görüldüğünden bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;Suçu birlikte işleyen sanıkların neden oldukları yargılama giderlerinden ayrı ayrı sorumlu tutulmaları yerine 5271 sayılı CMK'nın 326/2. maddesine aykırı biçimde “müteselsilen tahsiline” biçiminde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ...'nın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hükümden “yargılama giderinin müteselsilen tahsiline” ilişkin bölüm çıkarılarak, “sanıklardan neden oldukları yargılama giderinin ayrı ayrı alınmasına” karar verilmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün istem gibi DÜZELTİLEREK ONANMASINA,II- Sanık ... hakkında "mala zarar verme", sanık ... hakkında "konut dokunulmalığını bozma ve mala zarar verme" suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesine gelince; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;1-)5271 sayılı CMK'nın 231/6. fıkrasında; hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi için sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması, yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaat gelmiş olması, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları itibarıyla bir cezaya hükmedilmesine gerek görülmemesi ve suçun işlenmesiyle mağdurun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşullarının arandığı; konut dokunulmazlığını bozma suçunun müstakil bir zarar yaratmadığı dikkate alındığında; öncelikle mala zarar verme suçu nedeniyle ortaya çıkan zararın belirlenerek, adli sicil kaydı bulunmayan ...'ya ödeme imkanı sağlandıktan sonra, yasa normunun objektif ve subjektif kriterleri gözetilerek koşulların oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerekirken yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle, sanık ... hakkında konut dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçlarından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, -)Sanıklar hakkında mala zarar verme suçundan uygulanan Yasa maddesinde, hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörülmesi ve mahkemece zorunluluk olmaksızın hapis cezasının tercih edilmesi nedeniyle, bu cezanın TCK'nın 50/2. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilemeyeceği, ancak, hükmolunan dört ay hapis cezasının 5237 sayılı TCK'nın 49/2. maddesi gereğince kısa süreli olması nedeniyle aynı Kanunun 50/1. maddesi gereğince ‘sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığı ve suçun işlenmesindeki özellikler’ hususlarını irdeleyen gerekçeye dayandırılarak, 5237 sayılı TCK'nın 50/1. maddesinde yazılı diğer seçenek yaptırımlardan birine çevrilebileceği gözetilmeksizin, "sanıkların eylemi hırsızlık amacıyla yaptıkları, müştekinin şikayetçi olduğu ve zararının ödenmediği" şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle seçenek yaptırıma çevrilmesine yer olmadığına karar verilmesi, 3-) Sanıklar hakkında hapis cezasına mahkumiyetin doğal sonucu olarak 5237 sayılı TCK’nın 53.maddesinin uygulanmaması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ...'nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 12.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.