Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12070 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 32574 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi (Kapatılan ... 2. Asliye Ceza Mahkemesi) SUÇLAR : Hırsızlık, sahtecilikHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25/9/2013 tarihli kenar yazısı ile Dairemize gönderilerek, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: I-Sanık hakkında sahtecilik suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; Sahte sürücü belgesinin dosyada delil olarak saklanmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde zor alımına karar verilmiş ise de; Sanığa yüklenen ve 765 sayılı TCK'nın 350/3. maddesine uyan suçların gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre; aynı Yasanın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık zamanaşımının suç tarihi olan 19. 09. 2004 ve öncesinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, II-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesine gelince,Adli sicil kaydına göre, silinme şartları oluşmamış kasıtlı suçtan hükümlülüğü bulunan sanık hakkında, 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin uygulama olanağı bulunmadığı gibi sanık hakkında 647/6.maddesi gereği erteleme hükümleri değerlendirilirken, ileride bir daha suç işlemeyeceğine dair mahkemeye kanaat gelmediğinden uygulanmamasına karar verildiği, aynı gerekçenin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-b maddesi uyarınca da aranan şartlardan olduğu, ayrıca Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 04.03.2008 gün, 2008/6-47 Esas, 2008/43 Karar sayılı kararı ışığında, yanılgılı uygulama nedeniyle ortaya çıkacak sonuçtan sanığın yararlandırılmasının, hakkaniyete aykırı sonuçlar doğmasına, adalet ve eşitlik ilkelerinin sakatlanmasına yol açacağı ve bu nedenle hükümden sonra 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231/5-14.maddesinin uygulama olanağı bulunmadığı anlaşılmakla yapılan incelemede: Oluş ve dosya içeriğine göre; sanığın olay tarihinde kimliği belirsiz suç arkadaşı ile gece vakti yakınanın park halindeki mercedes marka aracını çalmak için sol ön kapı kilidini zorlayarak içeri girdiği, araçtan pek hafif değerdeki bir takım eşyayı birlikte çaldıkları, sanığın aracın direksiyon muhafaza kutusunu da kırdığı aracı çalıştırıp götüreceği esnada polislerin olay yerine gelmesiyle araç içinde yakalanıp suç arkadaşının kaçtığı, yakınanın 19.09.2004 tarihli hırsızlık müracaat ve görgü tespit tutanağında, bir (1) adet siyah evrak çantası, işyerine ait evrak ve cep telefonunun çalındığını belirttiği, eylemin tamamlandığı olaya ilişkin olarak; 5237 sayılı TCK'nın ...ve 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddeleri uyarınca, sanık yararına olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunması gerektiği gözetilmeden, sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b, 143, 151/1, CMK'nın 253-254. maddeleri ile uygulama yapıldığında, mahkemenin 765 sayılı Yasa hükümleri ile yaptığı uygulamanın sonuçta sanık lehine olduğu; eylemin tamamlandığı dikkate alındığında, sanığın 765 sayılı TCK'nın 493/1, 522 (koşulları varsa pek hafif), 59, 81/2-3 (sanığın adli sicil kaydında gözüken ilamlarının kesinleşme ve infaz tarihlerinin dosyaya getirip infaz tarihlerinin sonucuna göre) maddelerinin uygulanması sonucu belirlenen hapis cezası da, anılan Yasa'nın 493/1, 61, 59.maddelerinin uygulanması sonucu belirlenen 10 aylık hapis cezasının altında kalmayıp, en az 10 ay hapis cezası verileceğinden, tebliğnamedeki hırsızlık suçu açısından bozma istemli düşünce benimsenmeyerek yapılan incelemede; Sanık hakkında kalkışma hükümlerinin uygulanması ve adli sicil kaydında gözüken ilamlarının kesinleşme ve infaz tarihlerinin dosyaya getirilip infaz tarihlerinin sonucuna göre 765 sayılı TCK'nın 81. maddesi ile uygulama yapılıpyapılmayacağının değerlendirilmemesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre, sanık ... savunmanının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 11.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.