Tebliğname No : 6 - 2011/106813MAHKEMESİ : Tarsus Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 30/11/2010NUMARASI : 2010/174 (E) ve 2010/353 (K)Suç : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Sanıkların, camını kırmak suretiyle yakınana ait işyerine girdiklerinin anlaşılmasına göre, mala zarar verme suçundan 5237 sayılı TCK’nın 151/1. maddesi uyarınca, haklarında zamanaşımı içerisinde Cumhuriyet Başsavcılığınca işlem yapılması olanaklı görülmüş, önceden aldıkları karar doğrultusunda diğer sanıklarla birlikte hareket eden ve suça da bizzat katılan sanık H.. D..’nin eyleminin, 5237 sayılı TCY’nın 116/2 ve 119/1-b, c maddelerine uyan işyeri dokunulmazlığını bozma suçunu da oluşturduğunun gözetilmemesi, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış, Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler kurulunun takdirine göre, işyeri dokunulmazlığını bozma suçunun sanık M.. Ş.. tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;1-) Oluş ve dosya içeriği ile sanıklara suç atması için bir neden bulunmayan tanık T.. P..’in anlatımlarına göre; sanıklar ve iki arkadaşının, yakınana ait işyerinin camını kırarak içeri girip suça konu malzemeleri araçlarına yükledikleri sırada gelen ve sanıkları işyerinin dışında gören bekçi tanık T.. P..’e sanıkH.. D..’nin, bıçak çekip “gelme” dediği, tanığın korktuğu için sanıklara yaklaşamadığı, sanıkların araçlarına binerek aldıkları malzemelerle birlikte kaçtıklarının anlaşılması karşısında; sanıkların yağma suçunu işlediklerinin kanıtlandığı gözetilerek 5237 sayılı Yasanın 149/1-a, b ve c bentlerinden hükümlülükleri yerine, kanıtların takdirinde yanılgıya düşülerek yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile eyleminin hırsızlık suçunu oluşturduğu kabul edilerek yazılı biçimde hüküm kurulması,2-) İşyeri dokunulmazlığını bozma suçunun kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle ve birden fazla kişi tarafından birlikte işlediğinin anlaşılması karşısında; sanık M.. Ş.. hakkında 5237 sayılı Yasanın 119/1,b ve c bentlerinin uygulanmaması, 3-) Kabul ve uygulamaya göre de;a-) Sanıkların, tanınmamak için tedbir almak suretiyle hırsızlık suçunu işlediğinin anlaşılması karşısında, eyleminin 5237 sayılı TCK'nun 142/2. fıkrasının (f) bendine uyduğu gözetilmeyerek, aynı maddenin 1. fıkrasının (b) bendi ile hüküm kurulması, b-) Suç tarihinde güneşin 06:28’de doğduğu, kamera kayıtlarına ve tanığın anlatımlarına eylemin 5237 sayılı Yasanın 6/1-e maddesine göre gündüz sayılan zaman dilimi olan saat 05:50 sıralarında gerçekleştiğinin anlaşılması karşısında; suçların, geceden sayılan zaman dilimi içinde işlendiğine ilişkin kanıtların neler olduğu karar yerinde açıklanıp gösterilmeden, sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nun 143/1; sanık M.. Ş.. hakkında da aynı yasanın 116/4. maddeleriyle uygulama yapılması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar M.. Ş.. ve H.. D.. savunmanları ile sanık H.. D..’nin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca ceza süresi bakımından sanıkların kazanılmış haklarının korunmasına, 10.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.