Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11245 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3321 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 6 - 2012/6576MAHKEMESİ : Ağrı 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 23/06/2005NUMARASI : 2001/80 (E) ve 2001/610 (K)Suç : HırsızlıkYerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18/01/2012 tarihli kenar yazısı ile Daireye gönderilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27.12.2005 tarih, 2005/3-162-173 ve 11.07.2006 tarih, 2006/5-182/182 sayılı kararlarında; sonraki yasa ile suçun unsurlarının veya özel hallerinin değiştirilmesi, cezanın tayin ve takdiri ile artırım ve indirim oranlarının belirlenmesi, seçimlik cezalardan birinin tercihi ve seçenek yaptırımların ya da cezanın kişiselleştirilmesini gerektiren hallerde lehe Yasanın belirlenmesi amacıyla verilen uyarlama kararlarının duruşma açılarak verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,2- Çalınan bir kısım eşyaların iadesini sağlayan hükümlü hakkında 5237 sayılı TCK'nın 168/4.maddesi uyarınca yakınana kısmi iadeye rızası sorulup sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması,3-5237 sayılı TCK'nın 145.maddesindeki “malın değerinin azlığı” kavramının, 765 sayılı TCK'nın 522.maddesindeki “hafif” veya “pek hafif” ölçütleriyle her iki maddenin de cezadan indirim olanağı sağlaması dışında benzerliği bulunmadığı “değerin azlığının” 5237 sayılı Yasaya özgü ayrı ve yeni bir kavram olduğu, Yasa koyucunun amacı ile suçun işleniş biçimi ve olayın özelliği de gözetilmek suretiyle daha çoğunu alma olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak da gerekiyorsa ceza vermekten vazgeçilebileceği ölçüdeki düşük değerler esas alınmak, yasal ve yeterli gerekçeleri de açıklanmak koşuluyla uygulanabileceği düşünülmeden bu maddeye düzenleniş amacının dışında yorumlar getirilerek anılan madde uyarınca cezadan indirim yapılması,4-5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca, hükümlü yararına önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağından, dosya içeriğine göre hükümlünün eylemine uyan 765 Sayılı TCK’nın 492/1, 59, 81/2-3. maddelerine göre, 5237 sayılı TCK’nın aynı suça uyan 142/1-b, 143, 168/4. (koşulları oluşması halinde), 62, 53, 116/1-4, 119/1-c, 62/1, 151, 53. maddeleriyle değerlendirme ve uygulama yapılarak mala zarar vermek suçu bakımından 5271 sayılı CMUK’nun 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşma girişiminde bulunulduktan sonra her iki yasanın ayrı ayrı ve bir bütün olarak uygulanması suretiyle lehe yasanın saptanması gerekirken yazılı biçimde eksik ve denetime olanak vermeyecek şekilde uygulama yapılması,Kabule göre de;5- Hükümlü hakkında 5237 sayılı TCK'ya göre kurulan hükümde 3 ay 10 gün olarak verilmesi gereken hapis cezasının hesap hatası neticesi yazılı şekilde fazla belirlenmesi,6-Kasten işlemiş olduğu suçtan, hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak hükümlünün, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin “a, b, c, d, e” bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, infaz aşamasında hükümlü lehine uygulamaların kazanılmış hak oluşturmayacağının gözetilmesine, 04.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.