Tebliğname No : 6 - 2009/227876MAHKEMESİ : İstanbul 16. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 24/02/2009NUMARASI : 2005/337 (E) ve 2009/192 (K)Suç : HırsızlıkYerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;1-5271 sayılı CMK'nın 231/6. fıkrasında; hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi için sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması, yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaat gelmiş olması, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları itibarıyla bir cezaya hükmedilmesine gerek görülmemesi ve suçun işlenmesiyle mağdurun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşullarının arandığı; bu bağlamda yasa normunun objektif ve subjektif kriterleri ile uygulama yapılması gerektiği anlaşılmaktadır.Somut olaya gelince; Adli sicil kaydına göre suç tarihinde sabıkasız olan sanığın, kalkışma aşamasında kalan hırsızlık suçu yönünden müstakil bir maddi zararın bulunmadığı ve hakkında “Duruşmalarda gözlenen fiili pişmanlığı, şahsi hali, geçmişi, sosyal ilişkileri, cezanın fail üzerindeki olası etkileri dikkate alınarak ve inandırıcı kanaate dayalı kesin takdir” nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi ile uygulama yapılıp cezasında indirim yapıldığı ve yine “Sanığın şahsi hali, davranışları, dosyaya yansıyan kişiliği, geçmişteki davranışları ve verilen cezanın ertelenmesi halinde bir daha suç işlemeyeceğine dair kesin ve inandırıcı kanaate dayalı takdir ile duruşmalarda gözlenen fiili pişmanlığı” nedenleriyle aynı Yasanın 51. maddesi ile cezasının ertelenmesine karar verildiği hususları dikkate alındığında; 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesindeki diğer hususlar dikkate alınıp, yasa normunun objektif ve subjektif kriterleri ile uygulama yapılması gerekirken, “Dosyada herhangi bir iade olmadığından ve şartları oluşmadığından” şeklindeki sanığın eylemi yönünden iade konusunun ve zararının ne olduğu duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açıklanmadan, denetime olanak vermeyen, yerinde ve yeterli olmayan gerekçelere dayanılarak sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, 2- Kabule göre de;a- 5237 sayılı TCK'nın 142/2-b maddesi gereğince belirlenen temel cezanın alt sınırının 3 yıldan az olamayacağının düşünülmemesi,b- Cezası ertelenen sanık hakkında, 5237 sayılı TCK'nın 51/3. maddesine göre bir denetim süresi belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,c- 5237 sayılı TCK'nın 53/4. maddesine aykırı olarak, kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, hak yoksunluğu uygulanmasına karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık Z.. E.. savunmanının temyiz itirazı ve tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi gereğince sanığın ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkının korunmasına, 03.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.