Hırsızlık suçundan hükümlü Celal'in, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 493/1-2-son, 522, 81/2.maddeleri gereğince 9 yıl 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair, İstanbul Onüçüncü Asliye Ceza Mahkemesinin 17.10.2001 gün ve 2001/758-3348 sayılı kararının infazı sırasında, 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun lehe hükümlerinin uygulanması talebi üzerine, anılan Kanunun 142/2-d maddesi uyarınca 7 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair, aynı Mahkemenin 8.6.2005 gün ve 2001/758-3348 sayılı ek kararına yönelik itirazın kabulü ile yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine ilişkin İstanbul Beşinci Ağır Ceza Mahkemesinin 1.7.2005 gün ve 2005/183 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 28.9.2005 gün ve 40596 sayılı kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay C.Başsavcılığının 14.10.2005 gün ve Y.E.2005176102 sayılı ihbar yazısı ile infaz dosyası 25.10.2005 tarihinde Dairemize gönderilmekle incelendi: Anılan yazıda;"İstanbul Onüçüncü Asliye Ceza Mahkemesince verilmiş bulunan ek karara karşı yapılan itirazın kabul edilerek kaldırılmasına karar verilmiş olunmasına göre, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 271/2. maddesi hükmü doğrultusunda itirazın konusu hakkında da bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiş olduğundan bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması" Dairemizden istenilmiş ise de;5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 98 ve 101/1. maddeleriyle 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9/1. maddesi uyarınca kural; lehe yasanın belirlenmesi ve uyarlanmasına ilişkin kararların dosya üzerinden verilebilmesidir.Ancak;a)-Önceki yasaya göre sonraki yasa suçun öğelerinde değişiklik yapmışsa,b)-Önceki yasanın türü veya süresi bakımından erteleme dışında bıraktığı ceza, yeni yasa tarafından erteleme kapsamına alınmışsa,c)-Önceki yasaya göre temel ceza alt sınırdan belirlenmişken, yeni yasa uyarlanırken alt sınırın üzerinde ceza saptanması konusunda veya alt ve üst sınırlar konulmuş artırıcı ya da eksiltici bir hükmün uygulanmasında bir oranın belirlenmesi için mahkemece takdir hakkının kullanılması, böylece bireyselleştirme yapılması zorunluysa, duruşma açılmak suretiyle tüm bunların neden ve gerekçeleri de gösterilerek hüküm kurulması gerekir.İnceleme konusu karara gelince;Hükümlü Celal'in, 4.5.2001 günü, yakınanın işyerinin kilitli kapısını haksız olarak ele geçirdiği anahtarla açıp, içerideki çelik para kasasını da kırarak 1.500.000.000 lira değerinde altınları çaldığı sabit görülerek, İstanbul Onüçüncü Asliye Ceza Mahkemesinin kesinleşmiş 17.10.2001 gün ve 2001/758-3348 sayılı kararıyla; 765 sayılı TCY'nın 493/1-2-son, 522/1, 81/2. maddeleri gereğince 9 yıl 3 ay 10 gün hapis cezasıyla hükümlendirildiği, 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCY'nın uygulanması istendiğinde duruşma açılmaksızın 8.6.2005 tarih ve 2001/758-3348 sayılı ek kararla, hükümlünün eyleminin 5237 sayılı TCY'nın 142/2-d, 116/2 ve 151/1. maddelerinde öngörülen hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozmak ve mala zarar verme suçlarını oluşturduğu gözetilmeden, hırsızlık suçundan aynı Yasanın 142/2-d maddesi uyarınca üst sınır uygulanarak 7 yıl hapis cezasıyla hükümlendirilmesine karar verildiği, bireyselleştirme amacına yönelik takdir hakkının nedenleri de gösterilmeden uygulama yapılıp dosya üzerinden hüküm kurulduğunun anlaşılması karşısında;5237 sayılı TCY'nın 142/2-d. maddesindeki temel cezanın alt sınır aşılarak en üst oranda belirlenmesi; suç saati kesin olarak saptanıp, geceden sayılan zaman diliminde kalması durumunda, hırsızlık suçu yönünden 143. maddeye göre artırım oranının ve konut dokunulmazlığı için suç niteliğinin saptanması, konut dokunulmazlığı ve mala zarar verme suçları için de temel cezanın takdiri için duruşma yapılması zorunlu bulunduğundan;Diğer yönden; 5271 sayılı CMK.nun 271/2. maddesinin itirazı inceleyen mahkemenin hemen karar verme olanağı bulunması durumunda uygulanabileceği; soruşturma, araştırma ya da duruşma yapılması zorunlu olduğu takdirde bunun asıl hakim veya mahkemesince yerine getirilmesi gerektiğinden;İstanbul Beşinci Ağır Ceza Mahkemesinin 1.7.2005 gün ve 2005/183 D.İş. sayılı kararı bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, Yargıtay C.Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 29.11.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.