Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10741 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20302 - Esas Yıl 2011





Tebliğname No : 6 - 2010/140440MAHKEMESİ : İstanbul 5. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 02/02/2010NUMARASI : 2009/374 (E) ve 2010/25 (K)Suç : YağmaYerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Oluşa ve dosya içeriğine göre, sanıklardan İ.. T.., polis memuru olup, diğer sanık M.. K.. ile firari oldukları için haklarında tefrik kararı verilen F..M..M.., B.. F.. M.. ve Y..M..’nın anlaşarak, Türkiye'de pasaportsuz ve vizesi geçmiş Irak uyruklu yabancıları tespit edip, kendilerine bildirmelerini istemiş, 01.06.1994 günü de, sanıklardan F..M..M..ve B.. F.. M..’in, vizesinin geçtiğini tespit ettikleri yakınan S..M.. T..'ın evini diğer sanıklar İsmail, Murat ve Yılmaz’a göstermeleri üzerine, yakınanın evine giden sanıkların, "vizesinin geçtiğini, yurt dışı edileceğini" söyleyip, korkuttuktan sonra yakınandan 300 dolar aldıkları, ayrıca bu olaydan yaklaşık on gün sonra, aynı şekilde Irak uyruklu firari sanıkların, bu kez yakınanlar A..H.. ve M..B.. M..'u tespit edip, adı geçen yakınanlara ait evi diğer sanıklara gösterdikten sonra, yine üç sanığın, yakınanların birlikte oturdukları eve gidip, kendilerini şubeye götüreceklerini söyleyip korkutarak, yakınan A.. H..’ten eski Türk Lirası ile 3.000.000 Lira ve diğer yakınan M.. B.. M..'tan da 250 dolarını aldıklarının anlaşılması karşısında; sanıkların eylemlerinin 765 sayılı Yasanın 497/2. maddesi kapsamında kaldığı ve bu nedenle zamanaşımı süresinin dolmadığı kabul edilerek yapılan incelemede;31.11.2006 tarihli hüküm, Dairemizin 15.10.2009 tarih ve 2007/9788 Esas, 2009/13267 Karar sayılı kararı ile “Sanıkların vekillerinin usulüne uygun yapılan tebligata rağmen duruşmaları takip etmediklerinin anlaşılması karşısında; yüklenen suç için yasada öngörülen cezanın alt sınırına göre, istemleri aranmaksızın sanıklara zorunlu savunman atanmadan oturumlara devam edilerek yazılı biçimde cezalandırılmalarına karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 150/3, 151/1, 188/1 ve 289/1-e maddelerine aykırı davranıldığı” gerekçesi ile bozulduğu, Mahkemece 02/02/2010 tarihli celsede bozmaya uyulduğu halde, bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeyerek, bozma ilamı öncesinde sanık M.. K.. vekili olduğunu beyan eden Av. S..E.. A..’un 01/02/2010 tarihli dilekçesi ile vekillikten istifa dilekçesini mahkemeye sunmuş olmasına ve bozma sonrası celse arasında diğer sanık İ.. T.. vekili olduğunu dilekçe ile beyan eden Av. M.. T..’in, müvekkili sanık adına düzenlenmiş vekaletnameyi mahkemeye ibraz etmiş olmasına karşın adı geçen sanık vekiline, bozma ilamı ekli duruşma gün ve saati tebliğ edilmeksizin ve sanıklara uyulan bozma ilamının gereği olarak zorunlu savunman atanmaksızın yazılı biçimde karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, O Yer Cumhuriyet Savcısı’nın temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 28.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.