MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme, işyeri dokunulmazlığını bozmaHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Okul binası zemin katında bulunan kantin penceresine zarar verme eyleminin TCK'nın 152/1-a maddesine uyduğunun gözetilmemesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Yasa koyucu, suç işlememiş olmasına karşın hakkında çeşitli nedenlerle ceza soruşturması yapılan ve bu süreçte kendisini yeterince savunamayacağı varsayılan bazı kişilerin yargılanmalarının adil yapılabilmesinin sağlanması ve bu durumda olan kişilerin ceza almamalarındaki toplumsal yararı gözeterek, istemleri olmasa dahi zorunlu olarak müdafii atanmasını düzenlemiştir. Bu duruma 5271 sayılı Yasanın 74/2 ve 150. maddeleri örnek olarak gösterilebilir. 5320 sayılı Yasanın 13/1. maddesinde, Ceza Muhakemeleri Kanunu gereğince soruşturma ve kovuşturma makamlarının istemi üzerine baro tarafından görevlendirilen müdafii ve vekile ücret ödeneceği, bu ücretin yargılama giderlerinden sayılacağı, 5271 sayılı CMK.nun 324. maddesinde yargılama giderlerinin neleri kapsayacağı ve aynı yasanın 325 maddesinde de, bütün yargılama giderlerinin cezaya ya da güvenlik tedbirine mahkum edilen sanığa yükleneceğinin düzenlenmiş olmasına karşın, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesinde, her sanığın kendi kendini savunmaktan başka, kendisinin seçeceği ya da mali olanaklardan yoksun bulunuyor ve adaletin selameti gerektiriyorsa, mahkemece görevlendirilecek bir avukatın para ödemeksizin yardımından, yararlanma hakkına da sahip olduğu belirtilmiş ve TC. Anayasa’sının 90. maddesinin son fıkrasında usulüne uygun olarak yürürlüğe konulmuş milletlerarası sözleşmelerin yasa gücünde olduğu, anayasaya aykırılıklarının ileri sürülemeyeceği ve temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası sözleşmelerle yasaların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası sözleşme hükümlerinin esas alınacağı belirtilmiştir. Anılan maddeye göre, hakim uyuşmazlıklarda, temel hak ve özgürlükleri düzenleyen ulusal yasalarla, milletlerarası sözleşmelerin çelişmesi durumunda şüphesiz ki milletlerarası sözleşme hükümlerine göre hareket etme durumundadır. Bu açıklamalar ışığında; Sanığa, yasal zorunluluk olmamasına karşın istem üzerine mahkemece baroya yazı yazılarak savunman görevlendirildiğinden, 5271 sayılı CMK'nın 150/1. maddesi gereği savunmana ödenen avukatlık ücretinin, dosyadaki bilgilerden mali geliri bulunmadığı anlaşılan sanığa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye aykırı biçimde yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi, 2-TCK'nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarının seçimlik olmadığı gözetilmeyerek, anılan madde ve fıkranın “c” bendindeki yoksunluklara karar verilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla CMUK'nın 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “yargılama giderlerinin alınmasına” ilişkin bölüm ile “hak yoksunluğuna” ilişkin bölüm çıkartılarak yerine “Kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkûmiyetinin yasal sonucu olarak sanığın 5237 sayılı TCK'nın 53/1.maddesinin (a), (b), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına” tümcesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15/05/ 2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.