Tebliğname No : 6 - 2008/263626MAHKEMESİ : Mardin 1. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 19/06/2008NUMARASI : 2005/130 (E) ve 2008/137 (K)SUÇ : Yağma Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Belli bir olay ile ilgili suç işlediği izlenimini veren ve hakkında herhangi bir araştırma yapılan kişi, şüpheli statüsüne girer. Şüpheli muhakeme hak ve yetkilerine sahiptir.Yargılanacak her uyuşmazlıkta; şüphelilik, uyuşmazlığın somut olması ve uyuşmazlığın çözümü şeklinde özellikler vardır. O halde önce olay öğrenilmelidir. Yani sübut konusunda bir hükme varılır. Sübut (veya ispat) meselesi maddi mesele olup, bu konu geçmişteki olayı zihnimizde yeniden yaratmak, yani nasıl meydana geldiğini belirlemektir. Olay belirlendikten sonra, olaya uygulanacak hukuki norm ve bunun olayın tipine uygun olup olmadığı konusunda sonuç çıkarılır. Maddi durumun tespiti, hukuki durumun tespitidir. Hakim bu güne dayanarak dünü öğrenir. Dün hakkındaki şüphesini deliller sayesinde yener. Şüphenin yenilmesi yerini belirliliğe terk eder. Delillerin gösterdiği objektif bakımından bir (ihtimal) dir. Buna rağmen ihtimal belli bir dereceye gelince kanaat (kanı) olacaktır. Şüphe yerini kanaate bıraktığında ispatta aranan belirlilik ortaya çıkar. Her olayda lehe ve aleyhe deliller vardır. Kanaati meydana getiren delillerin tek tek değerlendirilişi kadar hep birlikte değerlendirilmesi de mümkündür. Deliller bütünlük teşkil ediyorsa, bir bütünün birbiri ile uyuşan ve birbirini tamamlayan parçaları ise, bu hakiki delildir. İspat konusu, gerçeğin bir parçası olan olay hakkında hüküm vermektir. Gerçekten Hakim geçmişte ne olduğunu ve nasıl olduğunu bilmeye mecburdur. elindeki imkan, bu gündür. Bu günden maksat da, varlığını duygularımızla öğrendiğimiz şeylerdir. İşte “delil” budur. CMK.217/2.maddesi gereğince sanığa yüklenen suçun hukuka uygun olarak elde edilmiş, her türlü delille isbatı mümkümdür. Mantığa, bilimsel verilere, fizik kurallarına, herkesce bilinen somut duruma, hayatın olağan akışı içinde gündelik yaşamda edinilen karine niteliğindeki bilgilere aykırı olması ya da tanığın gerçeği söylemediğinin ortaya çıkması gibi reddi için haklı makul ve kabul edilebilir hukuki gerekçeler gösterilmesi zorunludur. Delillerin bu günün akılcı anlayışına göre, Hakimin kanaati, ispat edilmesi istenen olayların tahlil ve tetkiki ile lehe ve aleyhe bütün şartları tenkit ve değerlendirmesinin mahsulü olacaktır. İspat edilmesi gereken şüpheli olandır. Delil maddi veriler olduğu gibi delillerden biri de tanıktır. Bütün ispat araçları delildir. Tanık taraflardan olmayan, fakat olay hakkında görgü ve bilgisi olmuş bir kişinin, o olay hakkında beş duyusu ile edindiği sübut konusunda karar verecek mahkeme ve/veya Hakim huzurundaki sözlü beyanıdır. Sanık dışında herkesin bu konumda ele alınabileceği dikkate alınarak, değerlendirme yapılacaktır. Soyut olarak delil eşit değerdedir. Suç konusu ve/veya aleti olayın bir parçası iken, tanık kişinin beyanı ise olayı yansıtan bir delil olup, olay yerinde kalan her türlü iz ve eserde belirti delil olup olayı temsil eden dolaylı delildir. Asıl olan bu delilin güvenirliğidir. Hal böyle olunca soruşturma ve kovuşturmada toplanmış bulunan tüm deliller tartışılıp, bunun sonucu fiilin faili olduğu saptanan sanık mahkum edileceği muhakkaktır. Bu genel ilkeler ışığında;Somut olaya gelince; Olay tarihinden yaklaşık 1,5-2 ay önce 1 yıllığına 20.000 TL'ye tanık Bekir Kavak'tan kiralamış olduğu adı geçen tanık ile sanıkların aileleri ve hazine arasında mülkiyet ihtilafı nedeniyle dava konusu olan Mardin ili Savur ilçesi Kocahöyük köyü Seğirhan mezrasındaki .. ada .. no'lu parseldeki yaklaşık 1750 dönümlük araziyi yaklaşık 15 gündür sürmekte olan katılanın, olay günü olan 05.11.2004 günü sabahleyin saat 10:00-11:00 sıralarında amcasının oğlu olan F.. Ö.. ile kardeşi olan A.. Ö.. yaklaşık 700-1000 m uzakta araç yanında beklediği ve kendisi de traktörüyle tarlayı sürdüğü esnada ele geçirilemeyen silahlar da taşıyan sanıkların kimliği tespit edilemeyen 10-15 kişilik bir grup içinde yaya olarak yanına geldikleri, sanıklardan M.. S..'ün “Sen kimden izin aldın da bu tarlayı sürüyorsun” dediği, tanık B..'den kiraladığını söylemesi üzerine “Seninde Bekir'inde anasını avradını sinkaf ederim” şeklinde sövdüğü, ardından sanıklar M.. S.., Ş.. S.. ve R.. Ö.. tarafından zorla traktörden indirildiği, sanıklardan M.. S..'ün elindeki tüfeğin dipçiği ile kafasına vurduğu, aldığı darbenin etkisiyle yere düşünce diğer sanıklardan göremediği bir kısmının da kendisini tekmelediği, bu sırada üzerini arayan sanık M.. S..'ün... plakalı olay yerindeki traktörünün anahtarını aldığı, aldığı darbelerin etkisiyle üzerinden yere düşen içinde ... no'lu hattı takılı olan Nokia ...model cep telefonununda göremediği bir sanık tarafından kılıfıyla birlikte alındığı, daha sonra sanıklardan M.. S..'ün zorla aldığı anahtarı ile çalıştırıp sürmeye başladığı traktörüne 2-3 sanığında bindiği, diğer sanıklarında arkasından koşarak traktörünü götürdükleri, olay anında uzaktan dövüldüğünü görüp yardıma gelmeye çalışan tanıklar Fesih ve Ali'nin üzerine doğru bir kısım sanıklarca ateş edilerek engellendiği, sanıkların gitmesine müteakip yanına gelen tanıklardan Ali tarafından Bismil Devlet Hastanesine götürüldüğü iddiası ile 05.11.2004 tarih 21:15 saatli kolluk tutanak içeriğine göre olay günü şikayetçi olduğu, aşamalarda alınan ifadelerinde şikayetini devam ettirdiği, 05.11.2004 tarih ve 15:20 saatli adli raporuna göre, katılanın 10 gün iş ve güç kaybı gerektirecek derecede (başında sağ parietalde 5 cm'lik ve occibitalde 2 cm'lik cilt kesisi, göğüste sağ arkus kostada 7 cm'lik ekimoz, her iki dirsekte 1'er cm'lik cilt kesileri şeklinde tarif edilen) yaralandığının tespit edildiği, 05.11.2004 tarihli olay yeri tespit tutanağı içeriğine göre, olay yerinde mağdura ait 10x5 ebadında kan izi ile tarlanın güneyine doğru ilerleyen traktör izlerinin ve 1 adet 12 kalibrelik kısa süre önce atıldığı anlaşılan boş av tüfeği fişeğinin bulunduğu, 06.11.2004 tutanak içeriğine göre, saat 10:15'te yapılan ihbar üzerine sanıklarca yağmalandığı iddia edilen traktörün olay yeri dışında başka bir köyün sınırları içinde dere kenarında terk edilmiş halde bulunduğu, 08.11.2004 tarihli yüzleştirme tutanağı içeriğine göre katılanın olay yerinde bulunan sanıkları teşhis ettiği, Tanıklar Fesih ve A..'nin aşamalarda alınan ifadelerinde özetle, bir kısmının elinde silahta bulunan kalabalık bir grubun yaya olarak katılanın tarlayı sürdüğü yere gelip katılanı dövdüğünü, aralarında yaklaşık 800-1200 m mesafe bulunduğu için sanıkların yüzünü göremediklerini, yardım için katılanın bulunduğu yere gitmeye çalışınca üzerlerine ateş açıldığını, korkup yardım edemediklerini, katılanı dövenlerin traktörünü de alıp olay yerinden gitmeleri üzerine katılanı alıp hastaneye götürdüklerini belirttikleri, Katılandan yağmalandığı iddia edilen cep telefonuna ilişkin getirtilen görüşme kayıtlarına göre, 05.11.2004 günü saat 13:27'de yani olayın hemen ardından H.. S.. adına kayıtlı .... no'lu hat ile kullanıldığının tespit edildiği, H.. S..'ın 23.02.2005 ve 14.03.2005 günlü kolluk ve Cumhuriyet Savcılığı ifadelerinde; söz konusu ... no'lu hattın kendisine ait olduğunu bir yıldır kullandığını, katılanı tanımadığını, yağma olayına karışmadığını, suça konu telefonu kullanmadığını, annesinin dayıları olması nedeniyle sanıklarla arasında akrabalık bulunduğunu, olay günü sanıkların ikamet ettiği köye ablasını ziyaret için gittiğini, köy kahvehanesine de uğrayıp eniştesini ziyaret ettiğini beyan ettiği, aynı görüşme kayıtlarına göre H..'tan sonra suça konu telefonun yine sanıkların akrabaları olan L.. A.., M.. Ş.. Ö.. ve M.. Ö.. adına kayıtlı hatlar ile kullanıldığının tespiti ile bu şahıslarında alınan ifadelerinde suça konu telefonu kullanmadıklarını savundukları, sanıklar H.. S.., L.. A.., M.. Ş.. Ö.. ve M... Ö.. hakkında cürüm eşyasını kullanmak suçundan açılan soruşturmanın tefrik kararı ile Savur Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2005/108 soruşturma sırasına kayıt edildiği, Sanık Hacı Söğüt'ün ise aşamalarda ve sağır ve dilsiz olan sanık Nimet' in ise mahkeme huzurunda alınan savunmalarında, suçlamayı kabul etmedikleri, olay anında bulundukları yerle ilgili beyanlarının olmadığı, Sanık Ş.. S..'ün aşamalarda alınan savunmasında, olay günü Şenocak Köyünden M.. D..'in evinde bulunduğunu beyan ettiği; tanık M.. D..'in ise alınan ifadesinde, sanık Şakir'in olay günü öğle namazından sonra saat 14:30'da sularında evine geldiğini saat 15:30'da evinden ayrıldığını belirttiği, Sanık M.. S..'ün aşamalarda alınan savunmasında, olay günü sabah saat 08:00' de Şenocak köyünden minübüsle Diyarbakır Dağkapı semtindeki doktor M.. S.. E..'ya ait özel muayenehaneye tedavi ve kontrol amacıyla gittiğini, saat 12:30'da buradan ayrılıp, Diyarbakır'daki akrabası F.. I..'ın evine gidip orada 2 gün kaldığını beyan ettiği; tanık doktor M.. S.. E.. alınan ifadesinde, sanık M.. E..'in hastası olduğunu, olay günü özel muayenehanesine gelip gelmediğini hatırlamadığını, buna ilişkin kayıt tutmadıklarını belirttiği; tanık F.. I.. ise alınan ifadesinde, sanık M... E..'in olay günü saat 14:30 sularında evine geldiğini ve yanında kaldığını belirttiği, Sanık A.. Ö..'in aşamalarda alınan savunmasında, olay günü sabah saat 08:30 sularında yaya olarak yürüyerek Ç.. köyünden M.. Ö..'in yanına gittiğini, olay günü ve gecesinde onun evinde kaldığını belirttiği; adı geçen M.. Ö..'in dinlenilmediği, Sanık R.. Ö..'in aşamalarda alınan savunmasında, olay günü sabahleyin Diyarbakır'a gittiğini, Hacla ilgili resmi işlemler yaptığını, aynı gün akşamı da Bismil ilçesine gidip tanımadığı bir kişinin evinde kaldığını, ertesi gün yine tanımadığı bir kişiden kiraladığı traktör ile satın aldığı gübreyi Şenocak köyüne getirdiğini belirttiği; dosya arasında sanık R..'ın olay günü Diyarbakır'da Hac işlemlerini yaptırdığına dair resmi bir belge ya da kayıt bulunmadığı dikkate alındığında; Yukarıda genel ilkelerle açıklandığı üzere; İddia, savunma ile olaya ilişkin her bir delil ayrı ayrı ele alınıp, değerlendirilip, birini diğerine üstün kılan nedenler karar yerinde denetime olanak verecek şekilde gösterilip tartışılmadan yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, katılan M.. Ö..'ün temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 21.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.