Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10184 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20864 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : YağmaHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/03/2008 ve 11/05/2010 tarihli tebliğnameleri, Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 06/10/2011 tarihli görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilerek, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:I-Hükümlü ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde, Hükümlü ... hakkında kurulan ... 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.04.2005 gün ve 2004/513 esas 2005/63 karar sayılı önceki hükmünün temyiz edilmeksizin kesinleştiğinin anlaşılması karşısında; Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.09.2007 tarih ve 2007/125-186 sayılı kararında açıklandığı gibi, adı geçen hükümlü hakkındaki temyiz edilmeden kesinleşen ilk hüküm, ancak suç tarihinden sonra yürürlüğe giren yasalar yönünden uyarlama yargısının konusu olabilir ve genel yargı ile uyarlama yargısı birlikte yürütülemez. Hükümlü hakkındaki kararın kesinleşmesinden sonra, aynı dosyada sanık olan ...'a ilişkin ilk hükmün, anılan sanık savunmanı tarafından temyiz edilmesi ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, 5320 sayılı Kanunun 8/2. maddesinin verdiği yetki çerçevesinde iadesi üzerine, hakkında hüküm kesinleşmiş olan ...'ın tekrar yargılanma sürecine dahil edilerek, 2. hükmün kurulduğu anlaşılmaktadır. Kurulan bu ikinci hüküm, hukukî değerden yoksun ve yok hükmünde olduğundan, hukuken varlık kazanmayan bir kararın temyiz davasına konu edilmesi de mümkün değildir. Bu nedenlerle; ... hakkında yeniden kurulan 2. hükme yönelik, konusu bulunmayan temyiz itirazının 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi yollaması ile CMUK’nun 317. maddesi uyarınca, isteme aykırı olarak REDDİNE;5252 sayılı Kanun’un 9/3. maddesine göre, gereğinin taktiri yönünden, mahkemesine gönderilmesi için dosyanın incelenmeden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, II- Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesine gelince, Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- 5237 sayılı TCK.nun 150. maddesinin 2.fıkrasındaki “malın değerinin azlığı” kavramının, 765 sayılı TCK.nun 522.maddesindeki “hafif” veya “pek hafif” ölçütleriyle her iki maddenin de cezadan indirim olanağı sağlaması dışında benzerliği bulunmadığı, “değerin azlığının” 5237 sayılı Yasaya özgü ayrı ve yeni bir kavram olduğu, Yasa koyucunun amacı ile suçun işleniş biçimi, olayın özelliği ve sanığın özgülenen kastı da gözetilmek suretiyle, daha çoğunu alma olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak da gerçekten az olan şeylerin alınması durumunda, yasal ve yeterli gerekçeleri de açıklanarak uygulanabileceği gözetilmeden, yakınanın 650 TL değerindeki cep telefonunun yağmalanması şeklinde gelişen somut olayda yakınanın suçtan etkilenimi de gözetilerek koşulları bulunmadığı halde, 150.maddenin 2.fıkrasına sevk amacının dışında yorumlar getirilerek cezadan indirim yapılması, 2- Sanığın, TCK’nun 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmasına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın ise koşullu salıverildiği tarihe kadar sürdürülmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde uygulama yapılması; 3-5271 sayılı CMK’nun 326/2. maddesi uyarınca iştirak halinde suç işleyen sanıkların neden oldukları yargılama giderlerinden ayrı ayrı sorumlu tutulmaları yerine müteselsilen tahsile karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanı ile o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA, 15.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.