Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9992 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8151 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Ankara Batı 2. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 24/02/2015NUMARASI : 2012/1003-2015/191Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali ve menfi tespit davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davacı-birleşen davanın davalısı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde temyiz eden davacı ve birleşen davanın davalısı vekili Av. A.. T.. ve davalı-birleşen davanın davacısı vekili Av. D.. A.. geldiler. Hazır bulunanların sözlü açıklaması dilendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Asıl dava menfi tesbit birleşen dava ise kira bedelinin tahsili için icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar vermiş, hüküm davacı- birleşen davanın davalısı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Davacı-birleşen davanın davalısı vekilinin menfi tesbit istemine ilişkin temyiz talebi incelendiğinde;Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 1.7.2007 başlangıç tarihli ve 2 yıl süreli A-16 nolu dükkan için düzenlenen kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin hususi şartlarının 13. maddesinde: “dönem sonunda kiracılar kiralananda oturmaya devam etmek isterlerse taraflar, yeniden bir araya gelerek, yeni döneme ilişkin olarak yazılı sözleşme yapacaklardır. Gerek bu halde gerekse sözleşmenin kendiliğinden yenilenmesi halinde gelecek her bir yeni dönem kira bedeli 2.yıl için kira artışı %10 oranında artırılarak ödenecektir.” hükmüne yer verilmiştir. Birleşen davanın davacısı kiraya veren tarafından bu kira sözleşmesine dayanılarak tahliye talepli olarak 10.1.2012 tarihinde başlatılan Sincan 2 İcra Müdürlüğünün 2012/115 sayılı takip talebi ile 1.7.2008 -1.7.2009-1.7.2010 ve 1.7.2011 tarihlerinde başlayan dönem kira bedelleri farkı olan toplam 174.100 TL kira alacağının tahsilini talep etmiştir. Ödeme emri davalı borçluya 16.1.2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu süresinde yaptığı itirazında "borca ve ferilerine itiraz ettiğini” beyan etmiştir. Borçlu kiracı Ankara Batı 2 SHM 2012/1003 Esas sayılı 31.1.2014 tarihinde açtığı dava ile Sincan 2 İcra Müdürlüğünün 2012/115 Esas sayılı takip sebebiyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Kiraya veren alacaklı ise Sincan 1 S.H.M. 2013/211 esas sayılı 10.8.2012 tarihinde açtığı dava ile itirazın iptalini talep etmiştir. Her iki dosya birleştirilerek Ankara Batı 2 SHM 2012/1003 esas sayılı dosya üzerinden yargılamaya devam edilmiştir. Yapılan yargılama sonunda birleşen davanın kabulüne karar verilerek itirazın iptaline ve takibin 78.959 TL miktar üzerinden devamına ve kabul edilen miktar üzerinden davacı lehine %20 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiştir. Birleşen davanın dava dilekçesinde dava değeri 195.922.41 TL olarak belirtilip bu miktar üzerinden harç yatırılmış isede takip talebinde alacak miktarı 174.100 TL olup ve bu miktar üzerinden itirazın iptali istendiğine göre kabul edilen miktar bu miktardan mahsup edildiğinde itirazın iptal davasının 94.141 TL kısmı yönünden red edildiğinin kabulü gerekir. O nedenle menfi tespit davasının bu miktar üzerinden kabulü ile Sincan 2 İcra Müdürlüğünün 2012/115 Esas sayılı takip dosyasında asıl davanın davacısı kiracının 94.141 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi ve bu miktar üzerinden talep doğrultusunda asıl davanın davacısı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde menfi tespit davasının reddine karar verilmesi doğru değildir.2- Davacı-birleşen davanın davalısı vekilinin kiralananın tahliyesine ilişkin temyizine gelince;Takip talebinde tahliye talebi olduğu halde birleşen davada davacı vekili 10.8.2012 tarihli dava dilekçesinde yapılan takip nedeniyle itirazın iptali isteminde bulunmuş kiralananın tahliyesini istememiştir. H.M.K. 26 maddesine göre "hakim tarafların talep sonuçları ile bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka şeye karar veremez. Duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebilir." Hakim taleple bağlı olup talep dışına çıkarak karar veremez. Öte yandan ıslahla açılmış olan bir davaya yeniden bir dava nedeni dahil edilemez. Bu nedenle tahliye istemi yönünde davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tahliyeye de karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davacı-k.davalı yararına takdir olunan 1.100.-TL vekalet ücretinin davalı-k.davacıdan alınarak davacı-k.davalıya verilmesine ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 17/11/2015 tarihinde (1) numaralı bozma sebebine oybirliğiyle (2) numaralı bozma sebebine oybirliğiyle karar verildi.