Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9896 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13653 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Giresun 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 18/04/2014NUMARASI : 2011/468-2014/60Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat davasına dair karar, davalılardan .... Turizim Tic .San. A.Ş tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, erken fesih nedeniyle yoksun kalınan kar istemine ilişkindir. Mahkemece davalı K.. B.. hakkındaki davanın reddine, davalı ... Turizm Tic Ve San. A.Ş. Yönünden açılan davanın kabulü ile 20.000,00 TL'nin dava tarihi olan 23.08.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 71.810,00 TL'nin ıslah tarihi olan 28/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı S.. A..'den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... A.Ş. Tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı ile önceki malik ........ A.Ş. arasında 24.07.1998 tarihli, 10 yıl müddetli, yıllık 100 TL bedelli, mesire yeri olarak kullanılmak üzere tarla ile ilgili kira sözleşmesi yapıldığını, davaya konu kiralananın ... Turizm Tic. Ve San. A.Ş borçları yüzünden dava dışı .... tarafından icra marifetiyle alındığını, daha sonra taşınmazın TMSF'ye devredildiğini, TMSF ile davalı S.. A.. arasında 24.09.2014 tarihinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzalanıp akabinde taşınmazın 13.07.2005 tarihinde ... A.Ş. Adına tapuda tescil edildiğini, bu arada Karadeniz sahil yolu kapsamında taşınmazın bir kısmının kamulaştırıldığını, kalan kısmın 06.03.2007 tarihinde ... A.Ş. Adına tapuda tescil edildiğini, davalı .... Turizm Tic. Ve San.Turizm Tic. Ve San. A.Ş. Nin kendisi adına tescil edilen kısmı 01.06.2007 tarihinde diğer davalı K.. B..'a kiraladığını ve bu tarihten sonra kendisini taşınmaza sokmadıklarını bunun üzerine her iki davalıya karşı zilyetliğe dayalı el atmanın önlenmesi davası açtığını, mahkemece her iki davalının müdahalesinin men'ine karar verildiğini, kararın 02.02.2010 tarihinde Yargıtay'ın ilgili dairesince onanıp kesinleştiğini, bu nedenle müdahalenin başladığı tarihten sözleşme sonuna kadar iki sezon boyunca mevcut tesisi kullanamadığını, plaj giriş ücreti, alanın kapasitesi itibarı ilen en az (37) çadırın aylık 350 TL den (4) aylık ücreti, plaja gelene satılacak köfte meşrubat vs. gibi şeylerden elde edilecek karlardan mahrum kaldığını, belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 20.000 TL nin müdahalenin başladığı tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, davalı şirket vekili cevap dilekçesinde, davacının sunduğu kira sözleşmesinin sahte olduğunu, taşınmazı TMSF den aldığını, ilk kiraya verenle halef - selef ilişkisi bulunmadığını, davacının kiracılığını satın alma tarihinde bilmediğini belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece alınan bilirkişi raporunda, kiralananın 13.07.2005 ile 24.07.2008 tarihleri arasında elde etmesi muhtemel gelirin 91.810 TL olduğunu bildirilmiş, mahkemece K.. B.. hakkındaki davanın reddine, diğer davalı hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içerisinde bulunan Giresun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/277 esas, 2007/532 karar sayılı dosyasına göre davacının ... Turizm Tic. Ve San. A.Ş. den kiraladığı ve sonrasında bir kısmı kamulaştırılan kiralanana yönelik müdahale için her iki davalıya karşı kamulaştırmadan arta kalan kısım için el atmanın önlenmesi davası açtığı, mahkemece her iki davalı yönünden davanın kabulüne karar verildiği, karar içeriğinden ve dosya kapsamından davacının kiralananı 2004 -2005 ve 2006 yıllarında kullandığı, yine mahkeme kararının Yargıtay'ca 02.02.2010 tarihine onandığı, onama kararının taraflara tebliğ edildiği karar düzeltme yoluna gidilmediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Yine davaya konu kiralananın kamulaştırmadan arta kalan kısmının davalı şirket adına 06.03.2007 tarihinde tescil edildiği, davalı şirketin diğer davalıya 01.06.2007 tarihinde taşınmazı kiraladığı uyuşmazlık konusu değildir. Bundan ayrı TMSF nin davaya konu kısım için (kamulaştırmadan sonra 907 ada 3 parsel adını alan) davalı şirkete karşı tapu iptali tescil davası açtığı, mahkemece 18.06.2010 tarihli karar ile davalı şirket adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın TMSF adına tesciline karar verildiği, bu kararında 23.12.2011 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Öncelikle dava erken fesih nedeniyle kiracının yoksun kaldığı kar istemine ilişkin olup hükme esas alınan bilirkişi raporunda 13.07.2005 ile 24.07.2008 tarihleri arasında yoksun kalınan kar hesaplanmıştır. El Atmanın Önlenmesi davasının içeriğine göre ise davacının bu taşınmazı 2004-2005 ve 2006 yıllarında kullandığı sabittir. Bu yüzden fesih tarihinin taşınmazın davalı şirket tarafından diğer davalı K.. B..'a kiralandığı 01.06.2007 tarihi olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Davalı kiraya verenin kira süresi sona ermeden, kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshetmesi halinde davacı kiracının erken fesihten kaynaklanan zararlarının karşılamak zorundadır. Buna karşın davacı kiracının da kendi üzerine düşen görevi yapması ve yeniden aynı nitelikte ve şartlarda bir yer kiralamak konusunda gayret göstermesi, böylece zararın artmasını önlemesi, TBK’nun 114. maddesinin (mülga BK 98) yollaması ile aynı Kanunun 52. maddesi (mülga BK 44) hükmü gereğidir. Bu durumda davacının zararı, aynı nitelikteki yeri, aynı şartlarda, ne kadar süre de kiralayabileceği, süre belirlenip bu süreyle sınırlı olmak üzere yoksun kalınan kardan ibarettir. Mahkemece, mahallinde keşif yapılıp, uzman bilirkişi aracılığıyla kiracının gereken çabayı göstermesi halinde kiralanana benzer bir yeri aynı koşullarla, yeniden hangi süre içerisinde kirayalabileceği süre belirlenip Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla saptanmalıdır. Yukarıda belirtilen nedenlerle fesih tarihi 01.06.2007 olarak belirlenip bu tarihten sonra yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde inceleme yapılarak davacının yoksun kaldığı karın belirlenecek süreyle sınırlı olmak üzere saptanması gerekmektedir. Ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının iddia ettiği 37 çadırın hepsinin birden sürekli olarak kiraya verilebileceği varsayılarak hesaplama yapılması doğru olmadığı gibi davacının önceki dönemde elde ettiği gelirlere ilişkin hiçbir belge getirtilmeden tanık beyanarındaki subjektif veriler üzerinden zarar hesabı yapılması da doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 16.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.