MAHKEMESİ : Kumluca Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 15/01/2014NUMARASI : 2012/356-2014/15Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davalılardan S.. A.. tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş ancak, nitelik olarak duruşmaya tabi olmadığı gibi dosyada pulunun da olmadığı görüldüğünden duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, tahliye taahhüdü, temerrüt, akde aykırılık ve fuzuli işgal sebebiyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece akde aykırılık ve fuzuli işgal nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmiş, hüküm kendi adına asaleten, hükümlü S.. O..'a vesayeten S.. A.. tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili dilekçesinde; Davalılardan Serdar Orbay ile davacı arasında davacıya ait olan taşınmazın kiralanması için 22.05.2011 tarihinde 2 yıllık kira sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre aylık kira parasının 250,00TL olduğunu, söz konusu kira bedelinin her ayın 22. gününde peşin olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalılardan S.. O..'ın tahliye taahhütnamesi ile taşınmazı tahliye edeceğini söylemesine rağmen taşınmazı tahliye etmediği gibi taşınmazı 3. kişi olan S.. A..'a devir ve ciro ettiğini, sözleşmenin 2. Maddesinde devir yasağı getirildiğini, davacının Kumluca İcra Dairesinin 2011/2542 sayılı dosyası ile tahliye taahhüdüne dayanarak takip başlattığını ve tahliye isteminde bulunduğunu ancak davalıların takip dosyasına itiraz ettiğini belirterek davalıların Kumluca İcra Müdürlüğünün 2011/2542 sayılı dosyaya yaptıkları itirazın iptaline ve tahliyelerine, davalıların temerrüt nedeni ile davaya konu taşınmazdan tahliyelerine, olmadığı takdirde sözleşmeye aykırı olarak kiralananın devri nedeni ile işgalci durumdaki S.. A..'ın taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı S.. A.. cevabında; davalı Serdal ile gayri resmi birlikte yaşadığını, davalının ceza evinde olduğunu, devrin söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere taahhüt ve temerrüt nedeniyle tahliye taleplerine ilişkin bir karar verilmemiş olmasına karşın bu husus sonuçları farklı olan davalar nedeniyle davacı tarafından temyiz edilmediğinden ve aleyhe bozma yapılamayacağından davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Türk Borçlar Kanununun 316.maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak ve kiralananın bulunduğu taşınmazda oturan kişiler ile komşulara gerekli saygıyı göstermekle yükümlüdür. Kiracının bu yükümlülüğe aykırı davranması durumunda sözleşmeye aykırılık nedeniyle tahliyesine karar verilebilmesi için kiraya verenin konut ve çatılı işyeri kirasında kiracıya en az otuz gün süre vererek aykırılığın giderilmesini, aksi takdirde sözleşmeyi feshedeceğini yazılı olarak bildirmesi ve tanınan bu süre içerisinde de akde aykırılığın giderilmemiş olması gerekir. Diğer kira ilişkilerinde ise, kiraya veren, kiracıya önceden bir ihtarda bulunmaksızın, yazılı bir bildirimle sözleşmeyi hemen feshedebilir. Konut ve çatılı işyeri kirasında, kiracının kiralanana kasten ağır bir zarar vermesi, kiracıya verilecek sürenin yararsız olacağının anlaşılması veya kiracının bu yükümlülüğe aykırı davranışının kiraya veren veya aynı taşınmazda oturan kişiler ile komşular bakımından çekilmez olması durumlarında kiraya veren, yazılı bir bildirimle sözleşmeyi hemen feshedebilir.Olayımıza gelince;Dava konusu yerin çatılı konut olduğu çekişmesizdir. Davacı tarafından davalıya süreli ihtar gönderilmemiştir. Bu durumda akde aykırılık nedeniyle tahliye davası açma şartları gerçekleşmediğinden kiracı S.. O.. hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile tahliyeye karar verilmesi doğru değildir. Öte yandan davalılardan S.. A..'ın kira sözleşmesinin başlangıç tarihinden beri kiralananda kiracı ile birlikte oturup oturmadıkları hususunda gerekli araştırma ve inceleme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile tahliyeye karar verilmesi isabetsizdir.Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda 2 No'lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 17.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.