Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9852 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8012 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Uşak İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 09/04/2014NUMARASI : 2013/695-2014/187İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu ve dava dışı Özel Aylinim (Udil) dil kursu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçluların yasal süresinde itiraz etmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak, davalı Z.. H.. hakkında itirazın kaldırılması, takibin devamı ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece istemin reddine karar verilmesi üzerine, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.İcra ve İflas Kanunu'nun 269/2. maddesi hükmü gereğince ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini aynı yasanın 62. maddesi hükümleri dahilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait mukaveledeki imzasını açık ve kesin olarak ret etmez ise, borca itiraz etmiş olsa da, akdi kabul etmiş sayılır. Borçlu, İcra ve İflas Kanunu'nun 269/c maddesine göre borcu ödediğini noterlikçe re'sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge ile ispat etmeye mecburdur. Davacı vekili, borçlu ve Özel Aylinim Udil dil kursu hakkında başlattığı 20.09.2013 tarihli haciz ve tahliye istekli icra takibi ile, 26.12.2012 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli yazılı kira sözleşmesine dayanarak aylık 3600 TL den olmak üzere 2013 yılı Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül ayları kira bedeli toplamı 14.400 TL kira bedelinin tahsili isteminde bulunmuştur. Davalı Z.. H.. vekili süresi içinde vermiş oldukları itiraz dilekçesinde, Özel Aylinim diye bir şahsın olmadığı ve kira sözleşmesinin müvekkilini bağlamadığını ileri sürerek borca itiraz etmiş, ancak takip dayanağı sözleşmedeki imzayı açıkça inkar etmediği gibi kira miktarına da karşı çıkmamıştır. İİK.'nun 269/2. maddesine göre kira ilişkisinin ve takip konusu kira borcunun miktarının kesinleştiğinin kabulü gerekir. Bu durumda davalı borçlunun takip konusu borcu davacıya ödediklerini İİK’nun 269/c maddesindeki belgelerle kanıtlamalıdırlar. Bu hukuksal olgu gözönünde bulundurularak mahkemece işin esasının incelenerek esas hakkında bir karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.Karar bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 16.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.