Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9751 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7070 - Esas Yıl 2015





İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Düzce 2. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 05/03/2015NUMARASI : 2012/654-2015/239Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tesbit davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekilinin 01/02/2011 tarihli sözleşme ile kiracı olduğunu, davalıya elden 7.000 TL depozito ödendiğini, kira bedellerini davalının banka hesabına yatırdığını, 14/05/2012 tarihinde işyerinin anahtarının davalıya teslim edildiğini, takibe konu kira bedellerinin gecikmeli de olsa ödendiğini, ayrıca 7.000 TL depozito bedelinin iki aylık kira bedeline sayıldığını belirterek müvekkilinin takip konusu olan Kasım, Aralık ve Ocak aylarına ait kira borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, Ocak 2012 ayına ait kira borcunun 20/01/2012 tarihinde yatırılmış olup bugüne kadar Kasım ve Aralık 2011 kira bedellerinin ödenmediğini, davalının bildirdiği tarihte anahtarı teslim etmediğini, Mayıs ayının tamamında taşınmazı kullandığını, kira sözleşmesinde aktin feshi ve tahliye gerçekleşse bile sözleşme sonuna kadar depozitonun iade alınamayacağı belirlendiğinden kira sözleşmesinin süresi itibariyle henüz muaccel bir alacak haline gelmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 2011 yılı Kasım ve Aralık aylarına ilişkin kira bedelinin depozito bedelinden mahsup edilmesi gerektiğinden bu aylara ilişkin olarak davacının borçtan sorumlu olmadığının tespitine, 2012 yılı Ocak ayı kira bedelini ilişkin kısmın ise takipten sonra ödenmiş olması nedeniyle konusuz kaldığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davada dayanılan ve hükme esasa alınan 01/02/2011 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı, kiralananı 14/05/2012 tarihinde tahliye ettini beyan etmiş ise de anahtar teslimine ilişkin bir belge ibraz edilmediğinden, davalı vekilinin anahtarın iddia edilen tarihten yaklaşık bir ay sonra teslim edildiği beyanı gereğince 14/06/2012 tarihinde anahtarın teslim edildiğinin kabulü gerekir. Sözleşmenin 12. maddesinde “Alınan depozit aynı zamanda edim niteliğindedir. Kullanımı kiracılık sürdükçe ve sözleşmede yazan süre bitmedikçe 7.000 TL kullanımı kiralayana bırakılmış bir paradır. Akdin feshi ve tahliye gerçekleşse bile sözleşme süresinin sonuna kadar depoziti iade alamazlar" hükmü bulunmaktadır. Davalı kiraya veren, 11/01/2012 tarihinde başlattığı icra takibinde, Kasım, Aralık 2011 ve Ocak 2012 ayları kira bedelinin tahsilini talep etmiştir. Takip konusu Ocak 2012 kira bedelinin takipten sonra ödendiği mahkemenin kabulündedir. Uyuşmazlık, takip konusu Kasım, Aralık 2011 ayları kira bedellerinin güvence bedelinden mahsubunun gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Kira sözleşmesinin 12 maddesinde, depozito bedelinin hangi şartlarda iade edileceği kararlaştırılmış olup bu şart geçerli olup taraflar bağlar. Tahliye tarihi gözetildiğinde belirtilen sözleşme hükmü gereğince takip ile istenen aylardan sonraki kiralar istenebilir nitelikte olduğundan takip ve dava tarihi itibariyle depozito alacağı talep edilebilir durumda olmadığından depozitonun borçtan mahsubu doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 11/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.