Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9702 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16478 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Kocaeli 3. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 17/04/2013NUMARASI : 2012/1392-2013/598Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kiracılık sıfatının tespiti davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kiracılık sıfatının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar vekili, dava dilekçesinde, müvekkillerine değişik tarihlerde ihale yapılmaksızın anlaşma ile işyerleri kiraladığını davalı tarafından tebliğ edilen yazıya göre müvekkillerinin mecurları 01/11/2012 tarihinde tahliye etmeleri aksi takdirde kira sözleşmelerinin 17.maddesine göre işlem yapılacağı, kiralananların yıkılacağının bildirildiğini, müvekkillerinin kira sürelerinin dolmadığını, taraflar arasındaki kira sözleşmesine 6098 Sayılı TBK hükümlerinin uygulanması gerektiğini, davalı belediyenin 2886 Sayılı Yasanın 75.maddesi hükmüne göre tek taraflı olarak kamu gücünü kullanarak kiralananları tahliye etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, 6098 Sayılı Yasanın 339. maddesi gereğince de kamu kurum ve kuruluşlarının hangi usul ve esaslar dahilinde olursa olsun kiraya verdikleri yerler hakkında borçlar kanunu hükümlerinin uygulanacağını, kira ilişkisinin TBK 347. maddesi ve 6101 Sayılı Yasanın geçici 2. maddesi gereğince devam ettiğini, belirterek kiracılık sıfatlarının devam ettiğinin tespitine muarazanın önlenmesine, karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ise dava konusu dükkanların bulunduğu parseller imar planında park alanında kaldığından park olarak kullanılması gerektiğini, belediye taşınmazları hakkında 2886 Sayılı Yasanın 75. Maddesinin uygulanması gerektiğini, 6570 sayılı yasanın ve 6098 Sayılı Yasanın uygulanamayacağını yüksek mahkeme kararlarının da bu yönde olduğunu, taraflar arasında akdedilen tüm kira sözleşmelerinde kira süresinin 01/11/2012 tarihinde sona erdiğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davada dayanılan ve hükme esas alınan kira sözleşmeleri incelendiğinde davacılardan A.. C.. ile düzenlenen 12/10/2009 başlangıç tarihli, 01/11/2012 bitiş tarihli kira sözleşmesi ile 1023 ada 17 nolu parseldeki 6 nolu meyve sebze satış yeri, davacı Ş.. A.. ile düzenlenen 01/11/2002 başlangıç tarihli 10 yıl süreli kira sözleşmesi ile 1023 ada 17 nolu parseldeki 7 nolu meyve sebze satış yeri, davacılardan E.. A.. ile düzenlenen 19/01/2009 Başlangıç tarihli 01/11/2012 bitiş tarihli kira sözleşmesi ile 1023 ada 17 nolu parselde 10 nolu meyve sebze satış yerinin Belediye Başkanlığı tarafından kiralandığı anlaşılmaktadır. 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 5737 Sayılı Kanunun 79/c maddesi ile değişik “Ecrimisil ve Tahliye” başlıklı 75.maddesinin 3 ve 4.fıkrasında; “kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm var ise ona göre hareket edilir. Aksi halde ecrimisil alınır. İşgal edilen taşınmaz mal, idarenin talebi üzerine bulunduğu yer mülkiye amirince en geç onbeş gün içinde tahliye ettirilerek, idareye teslim edilir.” hükmü bulunmaktadır. Bu madde önceleri sadece Hazine tarafından bu kanun hükümlerine göre kiraya verilen taşınmazlar hakkında uygulanırken, 13.7.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 15/p-3 maddesi hükmüyle belediye taşınmazları hakkında, 5538 Sayılı Kanunun 26/b maddesi uyarınca İl Özel İdareleri ve son olarak 5737 Sayılı Kanunun 79/c maddesi uyarınca Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait taşınmazlar hakkında da uygulanması öngörülmüştür. Bu madde ile adı geçen kurumlara tahliye konusunda bir ayrıcalık tanınmıştır. Yasal süre bitiminden itibaren ecrimisil alınacağı hüküm altına alındığından, 2886 Sayılı Yasanın 1.maddesi uyarınca usulüne uygun yeni bir sözleşme yapılmadıkça kiracıyı fuzuli şagil kabul etmek gerekir. Hazine, Vakıflar Genel Müdürlüğü, İl Özel İdareleri ve Belediyeler 2886 Sayılı Yasa uyarınca kiraya verdikleri taşınmazlarını, kira süresi sonunda, işgal ne kadar süre devam ederse etsin kiralananın 6570 Sayılı Yasaya ya da Borçlar Kanununa tabi olup olmadığına bakılmaksızın her zaman gerek mahkemeden gerekse mülkiye amirinden tahliyesini isteyebilirler. Ecrimisil olarak alınması gereken paranın “kira parası” adı altında alınmış veya ödenmiş olması, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin yenilendiği anlamına gelmez.Hazine, Vakıflar Genel Müdürlüğü, İl Özel İdareleri ve Belediyeler dışındaki diğer kamu kuruluşlarına ait kiralanan taşınmaz 6570 Sayılı Yasa kapsamında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Konut ve Çatılı İşyeri Kiraları hükümlerine tabi bir yer ise, 6570 Sayılı Yasanın 14. şimdiki 6098 Sayılı Yasanın 339/2. maddesi hükmüne göre; 2886 Sayılı Devlet İhale Kanununa tabi olarak kiraya verilse dahi bu taşınmazlar hakkında da 6570 Sayılı Yasa şimdi Türk Borçlar Kanunu'nun Konut ve Çatılı İşyeri Kiralarına ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekir.Olayımızda kira sözleşmesinin tarafı olan kiralayan İ.. B.. olduğuna göre Mahkemece davaya konu yerlerin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca kiralanıp kiralanmadığı üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken 6570 Sayılı yasa kapsamında bulunan bir taşınmazın 2886 sayılı yasanın 75. Maddesine göre tahliye edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kabule göre de; Kiracılığın tespiti davalarında bir yıllık kira bedeli üzerinden harç alınması gerekir. Harçlar Kanunu 28. maddesinde ise alınması gereken harcın dörtte birinin peşin alınacağı ve kalan harcın ise kararın verilmesinden itibaren iki ay içerisinde ödeneceği, 32.maddesinde de yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı ve 30. maddesinde ise muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde belirtilen değerden fazla olduğunun anlaşılması halinde yalnız o celse için muhakemeye devam olunacağı, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunamayacağı hüküm altına alınmıştır. Davaya konu kira sözleşmelerinde yıllık kira miktarı belirgindir. Buna göre davacılardan A.. C..’ın 12/10/2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesine göre yıllık kira bedeli 2400 TL, Ş.. A..in 01/11/2002 başlangıç tarihli kira sözleşmesine göre yıllık kira bedeli 900 TL, E.. A..’ün 19/01/2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesine göre yıllık kira bedeli 4020 TL dir. Kira sözleşmelerinde kira bedelinin TÜFE veya ÜFE oranında artırılacağı kararlaştırılmıştır. Dava dilekçesinde dava değeri gösterilmemesine rağmen harçlandırma formunda dava değeri 2400 TL olarak gösterilmiş ve bu miktar üzerinden harç alınmıştır. Kiralananların güncel kira bedelleri dosya kapsamından anlaşılamasa da belirtilen dava değerinin kira sözleşmelerinde belirtilen değerlere göre düşük olduğu görülmektedir. Bu durumda mahkemece bu husus üzerinde durulup dava tarihi itibarı ile davacıların ödedikleri yıllık kira bedeli tespit edilerek, bu değer üzerinden yukarıdaki esaslara göre harcın tamamlattırılarak, ondan sonra yargılamaya devam olunması gerekirken yazılı şekilde harç tamamlattırılmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması da doğru görülmemiştir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır. . SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 11/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.