Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9517 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12877 - Esas Yıl 2014





İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Edirne 2. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 09/07/2014NUMARASI : 2013/773-2014/519Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Uyuşmazlık kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 21.7.2004 tarih, 5219 sayılı kanunla değişik 427.maddesi ve 5236 sayılı Kanunun 19. maddesi ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa eklenen Ek madde 4 uyarınca yeniden değerleme oranına göre ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2.3.2005 tarih ve 9-82 esas ve 126 karar sayılı ilamı uyarınca temyiz konusu alacak hüküm tarihinde 1.890. -TL’nin altında bulunduğundan hükmün kesin olması nedeniyle davacı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE karar vermek gerekmiştir.2- Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince, 18.08.2010 tarihli ve 3 yıl süreli kira sözleşmesi hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede ilk yıl aylık kira bedelinin 110.-TL olduğu takip eden yıllarda .... yayımlanan Tüketici Fiyat Endeksi değişim oranında artırılacağı, davalıya kiralanan taşınmazın 2511,80 m2 yüzölçümünde olduğu, çay ocağı ve çay bahçesi olarak kullanılacağı kararlaştırılmıştır. Davalı kiralayan tarafından 18.07.2012 tarihinde başlatılan icra takibi ile ödenmeyen 2.724,72.-TL kira alacağı ile 436,21.-TL işlemiş gecikme faizi toplamı 3.160,93.-TL alacağın tahsili istenmiştir. İcra takip talebine ekli olan 12.07.2012 tarihli yazıda, ilk yıl kira bedelinin aylık 110,00.-TL, 2. Yıl aylık kira bedelinin 117,06.-TL olduğu, 1. Yıla ait 1.320,00.-TL 2. Yıla ait 1404,72 TL kira borcu bulunduğunun belirtildiği görülmüştür. Davacı kiracı vekili dava dilekçesinde; Davalının kiralananın kullanılmasına izin vermediğini, bu sebeple kiralananı çalıştıramadığını, belirterek borçlu olmadığının tespitine ve teminat karşılığında icra takibinde vezneye yatırılan paranın davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ise 5 m2 lik çay ocağı ve bahçenin 2886 sayılı yasanın 51/g maddesi gereğince pazarlık usulüyle yapılan ihalesine davacının katıldığını, 110.-TL bedelle ihalenin davalının uhdesinde kaldığını, davalının kiralanan alan dışında kalan kısımda faaliyet göstermek istediğinde davalı idarenin yazı ile kiralanan alanda faaliyetine devam etmesini bildirdiğini, davalının kiralananı kullandığını ve işlettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davada icra takibi kapsamında borçlu olunmadığının tespiti istenmiş ise de talebin, TBK'nun 305. ve 307. Maddeleri kapsamında, davacı kiracının, önemli ayıp nedeniyle kira bedelinden ayıpla orantılı bir indirim yapılması ve icra takibine konu borcun buna göre hesaplanarak borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istediği anlamına geldiği, sözleşmede kiralanan 2511,80 m2 olarak belirtilse de yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda davacı kiracının 518,54 m2 lik alanı sözleşme süresince kullanabildiği, kiralayan tarafından bilinen ve kiracının bildirimi ile öğrenilen bu ayıplı durum giderilmediğinden ayıpla orantılı indirim yapılması gerektiği belirtilerek, kullanılamayan alanın kiralanan alana oranı %80 olduğundan toplam borç miktarından ayıpla orantılı indirim yapılması sonucunda davacı kiracının 2.527,59.-TL tutarındaki borç miktarı bakımından borçlu olunmadığının tespitine karar verilmiştir. Davacı kiracı tarafından açılan dava ile takipte istenen kira parasından dolayı borçlu olunmadığının tespiti istenmiştir. Her ne kadar mahkemece, davacının talebinin, kiralanandaki ayıp nedeni ile kira bedelinin indirilmesine ilişkin olduğu belirtilerek hüküm kurulmuş ise de, kiracı tarafından usulüne uygun bir kira parasının tenzili davası açılarak kira parasından indirim sağlanmadan, geçmişe dönük olarak kira parasının tenzili nitelikli menfi tespit davası açılamayacağından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz isteminin reddine (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 05.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.