Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, akde aykırılık nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili davalının Ş…… 60. Yıl Vakfı İşhanındaki 59 no'lu dükkanda kiracı olduğunu, idarenin bilgisi dışında davalının dükkanlar arasında kapı açmak suretiyle birleştirdiğini, 59 no'lu dükkanda konfeksiyon işi yaparak A…… Ö……'a kullandırıldığının tespit edildiğini iddia ile ihtara rağmen akde aykırılığı gidermeyen davalının tahliyesini talep etmiştir. Davalı, kapı açmak için 4 Mart 1988'de kiraladıktan hemen sonra idareye dilekçe verdiğini ve izin belgesi olduğunu, ancak müracaatında belgeyi bulamadıklarını mahsende veya S…… kağıt fabrikasında olabileceğini söylediklerini, bu belge için şahitleri olduğunu, yine de duvarı yeniden ördüğünü, A…… Ö……'ın resmi müracaatla faaliyetine son verdiğini, Dış Ticaret Müsteşarlığı izin vermediği için kuyumcu olarak kullanamadığını ve 25 yıldır davacının bunu bildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Borçlar Kanununun 256.maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı kira süresi boyunca tam bir ihtimam dairesinde kullanmak zorundadır. Anılan madde hükmü gereğince akde aykırılıktan dolayı kiracının tahliyesine karar verilebilmesi için kiracıya akde aykırı davranışına son vermesi hususunda kiralayan tarafından süreli bir ihtar tebliğ ettirilmesi ve tanınan bu süre içerisinde de akde aykırılığın giderilmemiş olması gerekir. Kiralananın açıktan fena kullanılması durumunda akde aykırılığın giderilmesi amacıyla kiracıya ihtar gönderilmesine gerek yoktur. Olayımıza gelince; taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan 28.04.1998 başlangıç tarihli ve 31.12.1998 sona erme tarihli kira sözleşmesine ekli şartnamenin 13. Maddesinde kiracının idareden resmen yazılı izin almadıkça kapı duvar açamayacağı kararlaştırılmış olup, bu tarafları bağlar. Davalı tarafından açılan kapının 19.02.2007 keşide 23.02.2007 tebliğ tarihli ihtarda verilen 10 günlük süreden sonra inşaat teknikeri M…… Y…… tarafından düzenlenen 31.05.2007 tarihli rapora göre 29.05.2007 tarihinde halen mevcut olduğu, kiralananın konfeksiyon mağazası olarak kullanıldığı ve davalıya ait vergi kaydı ve ödeme kaydedici cihaz olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece 21.02.2008 tarihinde yapılan keşif sonrası düzenlenen rapordan ise kapının kapatıldığı, kiralananın davalı tarafından konfeksiyon mağazası olarak kullanıldığı tespit edilmiştir. Kiralananın halen konfeksiyon mağazası olarak kullanıldığı mahkemenin de kabulündedir. Davacı tarafından sunulan rapora göre kiracının akde aykırılığın giderilmesi için verilen 10 günlük süre içerisinde akde aykırılığı gidermediği ve kapıyı kapatmadığı, konfeksiyon mağazası olarak kullanmaya devam ettiği anlaşılmaktadır. Keşif esnasında kapının kapatılmış olması, verilen 10 günlük süreden sonra olup akde aykırı davranışı ortadan kaldırmaz. Öte yandan kira sözleşmesinde kiralanan kuyumcu dükkanı olup, davalı tarafından konfeksiyon mağazası olarak kullanıldığı da ihtilafsızdır. Davacı Vakıflar Genel Müdürlüğünün bu duruma zımni muvafakatından bahsedilemez. Davanın kabulüne karar vermek gerekirken yazılı nedenlerle ret kararı verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 05.11.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.