MAHKEMESİ : Çal Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 30/05/2014NUMARASI : 2013/347-2014/184Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira bedelinin tespiti ve alacak davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş, ancak davanın miktarı itibari ile duruşmaya tabi olmadığından duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira bedelinin tespiti ve kira alacağı istemine ilişkindir. Mahkemece,davanın kısmen kabulü ile aylık kira bedelinin dava tarihi olan 23.08.2013 tarihinden itibaren 950,00 TL olarak tespitine, alacak talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili tarafından iktisap edilen taşınmaza ait kira bedelinin dava tarihinden itibaren aylık 1.200,00 TL olarak tespiti ve iktisap tarihinden dava tarihine kadar olan aylık 1.200,00 TL den 14.400,00 TL alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ,eski malikle imzalanan 21.02.2011 tarihli yazılı kira sözleşmesini ibraz ederek aylık kira bedelinin 150,00 TL olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile aylık kira bedelinin dava tarihi olan 23.08.2013 tarihinden itibaren 950,00 TL olarak tespitine, alacak talebinin reddinekarar verilmiştir. 1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı ve davalı vekilinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davalı vekilinin kira bedelinin tespitine yönelik temyiz itirazlarına gelince ;01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun kira parasının tespitine ilişkin 344 maddesinde “Taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, beş yıldan uzun süreli veya beş yıldan sonra yenilenen kira sözleşmelerinde ve bundan sonraki her beş yılın sonunda, yeni kira yılında uygulanacak kira bedeli, hâkim tarafından üretici fiyat endeksindeki artış oranı, kiralananın durumu ve emsal kira bedelleri göz önünde tutularak hakkaniyete uygun biçimde belirlenir. Her beş yıldan sonraki kira yılında bu biçimde belirlenen kira bedeli, önceki fıkralarda yer alan ilkelere göre değiştirilebilir” düzenlemesi getirilmiştir. Şartlar değişmediği ve özel nedenlerin varlığı iddia ve ispat edilmediği sürece, kira sözleşmesinde olağan rayice uygun olarak kararlaştırılan kira parasına,dört artış yılında ÜFE artış oranı üzerinden artırım yapılarak bulunacak kira parasının o dönemin hak ve nesafet kurallarına uygun ve aşırı olmayan bir kira parası olduğu ilke olarak kabul edilmeli ve ona göre uygulama yapılmalıdır. Dört artış yılından sonra ise, taşınmazın boş olarak yeniden kiralanması halinde getirebileceği kira parası bilirkişi marifetiyle belirlenerek, hakimce bu miktar gözönünde bulundurulup hak ve nesafete uygun bir kira parası takdir edilmelidir.Hükme esas alınan kira sözleşmesi 21.02.2011 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli olup davacı 06.12.2011 tarihinde taşınmazı iktisap ederek kira sözleşmesinin tarafı haline gelmiştir.Kira sözleşmesinde artış şartı kararlaştırılmamıştır.Kira bedelinin tesbiti istenilen dönem başlangıç tarihinden itibaren istenebilmesi için ya sözleşmede artış şartının bulunması ya da dava tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6098 sayılı kanunun 345. maddesi gereğince tesbiti istenilen kira dönemi başlangıcından engeç 30 gün önceki bir tarihte ya da kiraya veren tarafından bu süre içinde kira bedelinin artırılacağına ilişkin olarak kiracıya yazılı bir bildirimde bulunmuş olması koşuluyla izleyen yeni kira dönemi sonuna kadar davanın açılması halinde belirlenen kira bedelinin kira başlangıcından itibaren kiracıyı bağlayacağı belirtilmiştir.Yani sözleşmede kira artışı varsa ihtara gerek olmadan tesbiti istenilen dönemin sonuna kadar dava açılabileceği, artış şartı yoksa dönem başlamadan 30 gün önce açılan davanın dava dilekçesinin tebliğ ettirilmesi ya da ihtarla kiranın artırılacağının ihtar edilerek dönem başlamadan 30 gün önce bu ihtarın tebliği ile davanın dönem sonuna kadar açılması gerekir.Olayımızda kira başlangıcı 21.02.2011 başlangıç tarihli ve bir yıl sürelidir.Sözleşmede artış şartı olmadığı gibi 30.12.2011 keşide tarihli ihtarda da kiranın arttırılacağına yönelik irade açık olarak ortaya konulmamıştır.Davacı dava tarihinden itibaren kira bedelinin tespitini istemiştir.Mahkemece de dava tarihi olan 23.08.2013 tarihinden itibaren kira bedelinin tesbitine karar verilmiştir.O nedenle davacıya 21.02.2014 tarihinde başlayan dönem için kira bedelinin artırılmasının istenip istenmediğinin sorulması ve bu dönem için kira bedelinin artırılmasını istediği takdirde endekse göre kira bedelinin belirlenmesi istemediği halde ise davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.3- Davacı ve davalı vekillerinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince ;Davada kendisini vekil ile temsil ettiren taraf yararına vekalet ücretine hükmedilir.Vekalet ücreti aleyhine hüküm tesis edilen taraftan alınır.İki taraftan her birinin kısmen haklı çıkması durumunda haklılık oranlarına göre vekalet ücreti belirlenir.Avukatlık asgari ücret tarifesinin 9. maddesinde tahliye davalarında bir yıllık kira bedeli tutarı, kira tespiti davalarında tespit olunan kira bedeli farkının bir yıllık tutarı üzerinden Tarifenin üçüncü kısmı gereğince hesaplanacak miktarın tamamı, vekalet ücreti olarak hükmolunur. Bu miktarlar, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre belirlenmiş bulunan ücretten az olamaz hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 9. madde hükmü gereğince hükmedilen aylık brüt kira ile son dönem ödenen brüt kira farkının bir yıllık tutarı üzerinden davacı yararına, davada talep edilen aylık brüt kira bedeli ile hüküm altına alınan aylık brüt kira bedeli farkının bir yıllık tutarı üzerinden davalı yararına vekalet ücreti hesaplanması ve bu miktarların, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre belirlenmiş bulunan ücretten az olamayacağı dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken taraflar yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda 2. ve 3. bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 02/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.