MAHKEMESİ : İstanbul 9. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 03/09/2013NUMARASI : 2013/187-2013/575Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira bedelinin tespiti davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira bedelinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, mülkiyetinin 1/2 payı müvekkiline ait olan Kapalıçarşı Mahallesi Divrikli Sokak adresindeki taşınmazın davalıya 01/01/2004 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiralandığını davalının aylık 1050 TL kira bedeli ödediğini, belirterek kiralananın 1/2 payı için 01/01/2013 tarihinden itibaren aylık kira bedelinin net 4.000 TL olarak tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, kira parasını her yıl artırarak ödediğini, davacının taşınmazdaki payına karşılık 2 m2 yeri bulunduğunu dava konusu yerden çok daha büyük yerlere daha düşük kira bedeli ödediğini, talep edilen kira miktarının yüksek olduğunu, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda 01/01/2013 tarihinden itibaren aylık kira bedelinin brüt 1890 TL olarak tespitine fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin başlanğıç tarihi ve tespite konu dönem dikkate alındığında kira bedelinin 18/11/1964 gün ve 2/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince hak ve nesafete göre saptanması gerekir. Bunun için dava konusu yerin yeniden kiralanması halinde getirebileceği kira parası bilirkişiler tarafından belirlenmelidir. Böyle bir belirleme yapılırken, benzer yerlerin kira sözleşmeleri incelenmeli (taraflardan emsal göstermelerini istemek ya da re'sen emsal araştırması yapmak suretiyle); dava konusu yer ile ayrı ayrı karşılaştırılmalı, kira parasına etki eden hususlar üzerinde de ayrıca durulmalıdır. Dava konusu yerin yukarıda açıklandığı üzere serbest koşullarda getirebileceği kira parası (boş olarak) saptandıktan sonra, bu kira parası dikkate alınmak ve davalının eski kiracı olduğu da gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet kurallarına göre bir kira parası takdir edilmelidir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda dosyaya sunulan bilirkişi raporu dikkate alınmak suretiyle yeni dönemin kira parası tespit edilmiştir. Yargılama sırasında davacı vekili tarafından emsal kira sözleşmesi ibraz edilmemiş, davalı vekili tarafından sunulan emsal kira sözleşmeleri de bilirkişi tarafından sözleşmelerde belirtilen değerlerin rayiç fiyatlara uygun olmadığı gerekçesi ile dikkate alınmamıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda re’sen emsal araştırmasının da yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporunda genel ve soyut ifadelerle bilirkişilerin uzun zamandır kira tespiti konusunda bilirkişilik yaptıkları, taşınmazın bulunduğu yerdeki kira bedelleri konusunda fikir sahibi oldukları belirtilmek suretiyle kira tespiti yoluna gidilmiş olup bu şekilde hazırlanan bilirkişi raporu mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişsizdir. Mahkemece yukarıda açıklanan yönleri içermeyen genel ifadeli bilirkişi raporuna itibar edilerek eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru değildir. Hüküm bu sebeple bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 08/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.