MAHKEMESİ : Konya 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 16/09/2013NUMARASI : 2013/149-2013/401Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davalılardan Y.. C.. tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, peşin ödenen kira parası, elektrik bedeli ve avans tutarının iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece davalılardan Yusuf hakkındaki istemin kısmen kabulüne, diğer davalı Yalçın hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş, hükmü davalılardan Y.. C.. vekili tarafından temyiz etmiştirDavacı vekili, dava dilekçesi ile müvekkili tarafından patates yetiştirilmek üzere davalı Y..'a ait tarlanın 30.10.2009 başlangıç tarihli sözleşme ile kiralandığını, sözleşme nedeniyle davalılara 2.000 TL peşin kira ödemesi, 6.635 TL elektrik borcu, 2.864 TL avans olmak üzere toplam 11.500 TL ödeme yaptıklarını, 2010 yılı ilkbahar aylarında patates ekimi için hazırlık yapıldığı sırada davalının noter ihtarı ile sözleşmeyi feshettiğini belirterek sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalılara ödenen 11.500 TL nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, davaya konu paranın davalı Yalçın'a ödendiğine dair bir delil sunulmadığını, diğer davalı Yusuf'un ise kira sözleşmesinin tarafı olmayıp söz konusu paranın sattığı borular karşılığında kendisine ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece bozmadan önce verilen kararda Yusuf hakkındaki istemin kısmen kabulüne, diğer davalı Yalçın hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş karar Dairemizin 27.11.2012 tarihli ilamı ile davacı 30.10.2009 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesine dayanmıştır. Sözleşmede davacı A.. Ö.. kiracı, davalılardan Y.. C.. ise kiraya veren olarak yer almıştır. Davacı kiracı, davalı kiraya verenin sözleşmeyi tek yanlı olarak feshettiğini belirterek peşin ödediği kira, avans ve eski dönemde ödenen elektrik bedelinin davalılardan tahsilini istemiştir. Yapılan ödemelere ilişkin sözleşmede her hangi bir koşul veya kayıt bulunmamakla birlikte davacı elektrik borcunun ödendiğine ilişkin makbuz aslına ve makbuz arkasına el ile yazılıp davalı Y.. C.. tarafından imzalanmış adi yazılı belgeye dayanmıştır. İbraz edilen makbuz aslı nedeniyle davalı Yusuf' un fatura borcunun davacı tarafından ödendiği sabit olup söz konusu bedelin tahsiline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık makbuz arkasında belirtilen 11.500 TL paranın davalı Yusuf'a neye istinaden verildiği noktasındadır. Davacı bu paranın peşin kira parası ödemesi olduğunu iddia etmiş, davalı Yusuf ise kira sözleşmesinin tarafı olmadığını, paranın satılan sulama boruları karşılığında ödendiğini belgedeki "tarla kira bedeli ve elektrik borcuna istinaden" ibaresinin belgeye sonradan ilave edildiğini savunmuştur. Görülüyor ki davalı, karşı tarafın ileri sürdüğü maddi ./..vakıanın varlığını kabul etmekle birlikte onun hukuki niteliğinin ileri sürülenden farklı olduğunu bildirmiştir. Davalının bu beyanı (vasıflı) gerekçeli ikrar niteliğindedir. Öyle olunca davacı ödediği paranın peşin kira ödemesi olduğunu kanıtlamak durumundadır. Davalı belge üzerindeki "tarla kira bedeli ve elektrik borcuna istinaden'' kaydının belgeye sonradan ilave edildiğini savunmuş ancak mahkemece bu konu üzerinde durulmamıştır. O halde mahkemece öncelikle belge üzerindeki yazını davalının eli ürünü olup olmadığı, belgeye sonradan ilave edilip edilmediği araştırılarak, yazının belgeye sonradan ilave edildiğinin anlaşılması halinde uyuşmazlığın yukarıda açıklanan ilke ve esaslara göre çözüme kavuşturulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece 25.04.2013 tarihli celsede bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde bozma gerekleri yerine getirilmemiş, eylemli olarak bozmaya uyulmamış, tarafların bozmadan önceki benzer beyanları tekrar alınarak aynı hüküm verilmiştir. Yargıtay'ın bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermekle yükümlüdür. Çünkü mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usule ilişkin kazanılmış hak doğmuştur. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş bozma kararında işaret edildiği üzere davaya konu belge üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak yazının kime ait olduğunun tespiti ve belgeye sonradan ilave yapılıp yapılmadığı hususu saptanarak hükmüne uyulan bozma kararında belirtilen ilke ve esaslara göre uyuşmazlığın çözülmesi gerekirken yazılı gerekçeyle karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdırSONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 30.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.