Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8596 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11485 - Esas Yıl 2014





Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava kira alacağı ve bakiye depozito bedelinin tahsili amacı ile düzenlenen kambiyo senedine dayalı başlatılan icra takibi ve senetden dolayı borçlu olmadığının tespitine, depozito bedelinin iadesi ve senedin iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece davacının icra dosyasına 9.000 TL ödemesi nedeniyle takibin 15.000 USD (21.906 TL) olarak devamına, senet iptali ve depozito iadesi talebinin reddine karar verilmiş hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, kararın dayandığı gerekçelere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacının depozito bedelinin iadesine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Davacı vekili dava dilekçesinde; kiralananı 30.10.2010 tarihinde tahliye etmek zorunda kaldıklarını, bu tarihe kadar kira bedellerinin ödendiğini, davaya konu senedin tahliye sonrası döneme ait olduğunu, icra dosyasına 2010 Eylül, Ekim kirası ve yan giderleri için 9.000 TL ödediklerini belirterek kısmi ödeme sonrası bakiye kısım yönünden takibin durdurulması, borcun iptali, 21.000 USD senet bedeli ve 3.000 USD depozito bedelinin iadesini istemiştir. Davalı vekili, sözleşme ilk altı aylık kira bedeli ve 3.000 USD depozito bedelinin peşin ödendiğini, yılın kalan altı aylık kira bedeli ve bakiye 3.000 USD için 21.000 USD bedelli senet alındığını, taşınmazın anahtarını 05.01.2011 de yapılan haciz ile öğrendiklerini, davacı kiracının aidat borcu olduğunu ve hakkında yönetim tarafından takip başlatıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davacının icra dosyasına 9.000 TL ödemesi nedeniyle takibin 15.000 USD (21.906 TL) olarak devamına, senet iptali ve depozito iadesi talebinin reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında imzalanan 02.03.2010 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme ile kiralanan villa için aylık kira bedelinin 3.000 USD olduğu ve yıllık iki taksit halinde ödeneceği, ilk altı ayın kira bedelinin peşin alınacağı, sonrada kalan altı ayın kira bedelinin peşin ödeneceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin özel şartlar 5. maddesinde kiralananın ilk yıl dolmadan tahliye edilemeyeceği, aksi halde kalan altı aylık kira bedelinin ödeneceği, 6. maddesinde kiracının tahliye halinde villayı komple boyatarak teslim edeceği, 7. maddesinde 6.000 USD depozito bedeli alınacağı, 3.000 USD peşin 3.000 USD altı ay sonra kira ile birlikte ödeneceği, kiracının kira, yönetime ödenecek aidat, doğalgaz, elektrik, su borcu ve evde hasar yoksa, temiz ve boyalı olarak teslim edilirse depozitonun tahliye sonrası iade edileceği, 10. maddesinde yılın ikinci altı ayı için ve depozitodan kalan 3.000 USD için 02.09.2010 tarihli 21.000 USD bedelli senet alındığı kararlaştırılmıştır. Davalı 29.09.2010 tarihinde başlattığı kambiyo senetlerine mahsus icra takibi ile 02.03.2010 tanzim tarihli, 02.09.2010 vadeli, 21.000 USD bedelli senet ile alacak talebinde bulunmuş, davacının bu dosyaya 22.12.2010 tarihinde 9.000 TL ödediği anlaşılmaktadır.Davalı vekili sözleşme ilk altı aylık kira bedeli ve 3.000 USD depozito bedelinin peşin ödendiğini, yılın kalan altı aylık kira bedeli ve bakiye 3.000 USD için 21.000 USD bedelli senet alındığını belirtmiştir. Davalı kiraya veren kiralananın 05.01.2011 tarihinde tahliye ettiğini beyan etmiştir. Taşınmaz tahliye edildiğine göre, sözleşme ile kira, yan gider ve tahliye halinde taşınmazın boyatılması için alındığı anlaşılan depozito bedelinden davalının iddia ettiği aidat, elektrik, su, hasar ve taşınmazın boyatılması için gerekli miktar hesap edilerek bunların depozito bedelinden mahsubu ile bakiye kısım yönünden depozitonun iadesi gerekirken yazılı şekilde depozito bedelinin iadesi talebinin reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda 2 nolu bentte yazılı nedenle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 15.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.