Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8531 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 6628 - Esas Yıl 2008
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı iade-i muhakeme(Önalım) davasına dair karar Dairemizin 20.9.2007 gün ve 8244-9712 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmesi üzerine bu defa davalı tarafından yasal süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı vekili, dava dilekçesinde, taraflar arasında görülen önalım davasında 92.000 YTL olan satış bedeli üzerinden davanın kabulüne karar verildiğini, daha sonra dava konusu satış ile ilgili olarak A.. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2006 / 34 esas sayılı dosyasında dava açıldığının tespit edildiğini, 8.5.2006 tarihinde öğrendikleri bu dava dosyasında önalım davasının sonucunu etkileyecek ““anlaşma”” başlıklı bir metnin delil olarak dosyaya sunulduğunu,hükmün verilmesinden sonra ele geçirilen belgenin yargılamanın yenilenmesi şartlarını sağladığını, buna göre payını davacıya satan C.. Toplayıcı ile önalım davasını açan A.. R.. Güleryüz arasında 14.4.2004 tarihinde bir anlaşma yapıldığını,belge gereği A.. R.. Güleryüz’ün önalım davası sonucunda elde edeceği payı bedelsiz olarak C.. Toplayıcı adına tescil ettirmemesi halinde payın gerçek değeri olan 250.000 Doları C.. Toplayıcı’ya ödeyeceğini, anlaşmanın taraflarının müvekkilinin zararına olmak üzere gerçekleri saklayarak yasanın kendilerine tanıdığı hakkı kötü niyetle kullandıklarını, tapuda satış bedelinin 92.000 YTL olarak gösterildiğini, payın satıcının elinde olmasının sebebinin davalının ölen eşi L.. Güleryüz’ün satıcıya borçlu olması, ve borcun ödenmesine kadar payın satıcıda kalması olduğunu, söz konusu borcun davalı tarafından ödendiğini, davacının ise aslında 210.000 Dolar ödediği payı tapuda 92.000 YTL olarak düşük gösterilen bedel karşılığında önalım davası sonucu davalıya devretmek zorunda kaldığını, ancak daha sonradan açılan davada payın davalıya devrinin gerçek bir satış olmayıp teminatın iadesini öngören inançlı bir işlem olduğunun ortaya çıktığını, bu durumda önalım hakkının kullanılamayacağını belirterek, öncelikle yargılamanın yenilenmesi sonucunda önalım davasının reddini, bunun mümkün görünmemesi halinde de önalım hakkının 250.000 Dolar üzerinden tanınmasını istemiştir. Davalı vekili, davada dayanılan belgenin hükmü etkiyecek bir niteliğinin olmadığını, söz konusu belgenin özünde müvekkilinin önalım davası nedeniyle ihtiyacı olduğu nakdi teminen üçüncü kişi ile imzaladığı bir karz akdi olduğunu, bu belge ile davalının satıcı C.. Toplayıcı’dan borç para aldığını, davacının ise bu belgeyi yanlış yorumlayarak bunun inançlı bir muamele olduğu sonucunu çıkardığını, karz sözleşmesinin şartlarının davacıyı ilgilendirmediğini, müvekkilinin payın satılması üzerine süresi içinde önalım hakkını kullandığını, sonuçta da tapuda gösterilen 92.000 YTL satış bedeli üzerinden dava konusu payı adına tescil ettirdiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Yargılamanın iadesi isteği HMUK’nun 445 ve devamı maddelerinde açıkça vurgulandığı üzere hukuki niteliği itibariyle ayrı ve bağımsız bir dava olup mutlaka duruşma yapılarak iki aşamada incelenmesi gerekir. Mahkeme öncelikle yargılamanın iadesi davasının mesmu ( dinlenmeye değer ) olup olmadığını kendiliğinden araştırır. Bu aşamada genel dava koşullarından ayrı olarak yargılamanın iadesi davasının süresinde açılıp açılmadığının, teminat gösterilip gösterilmediğinin ve yasada sayılan yargılamanın iadesi sebeplerine dayanılıp dayanılmadığının incelenmesi gerekir. Bu koşullardan birisinin mevcut olmadığı sonucuna varılması halinde istem ret edilir. Mahkeme birinci aşamada yargılamanın iadesi davasının dinlenmeye değer olduğu sonucuna varırsa, ikinci aşamada esasa girerek ileri sürülen yargılamanın iadesi sebeplerinin doğru olup olmadığını araştırır. Dava dilekçesinde ileri sürülen sebebin gerçek olduğu kanısına varması halinde ise istem kabul edilerek asıl dava hakkında yeni bir karar verir. Olayımıza gelince; dava konusu payın ilişkin bulunduğu 9 parsel No’lu taşınmazın paydaşlarından C.. Toplayıcı’nın taşınmazdaki 3 / 8 payını davacı Janin Karakaş’a 26.2.2004 tarihinde 92.000 YTL bedelle satması üzerine aynı taşınmazda 3 / 8 pay maliki davalı A.. R.. Güleryüz 16.4.2004 tarihinde süresinde açtığı dava ile önalım hakkının tanınmasını istemiş, Adalar Asliye Hukuk Mahkemesi de 19.12.2004 gün ve 2004 / 485-116 sayılı kararı ile 93.440 YTL önalım bedeli üzerinden davanın kabulü ile payın Ani Rita Güleryüz adına tesciline karar vermiştir. Karar 13.9.2005 tarihinde kesinleşmiştir. Daha sonra payını satan C.. Toplayıcı tarafından Ani Rita Güleryüz hakkında açılan A.. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2006 / 34 esas sayılı dava dosyasında, aralarında düzenlenen 14.4.2004 tarihli anlaşma gereğince önalım davası sonucunda edinilen payın adına tescili, olmadığı takdirde sözleşmede belirlenen tazminatın tahsili talep edilmiştir. Bu davada dayanılan satıcı C.. Toplayıcı ve önalım davasının davacısı A.. R.. Güleryüz arasında düzenlenen 14.4.2006 tarihli ““anlaşma”” başlıklı belgede dava konusu paya yönelik olarak A..R.. Güleryüz’ün önalım davası açacağı, önalım bedeli ve yargılama giderlerinin C.. Toplayıcı tarafından karşılanacağı, A.. R.. Güleryüz’ün iktisap edeceği payı bir yıl içinde bedelsiz, kayıtsız ve şartsız C.. Toplayıcı’ya devredeceği, bu devir sırasında C.. Toplayıcı’nın A.. R... Güleryüz’e 30.000 YTL ödeyeceği, A,., R,. Güleryüz’ün borç ve taahhütlerini yerine getirmemesi durumunda payın devir tarihindeki rayiç değeri olan 250.000 Dolardan az olmamak üzere tazminat ödeyeceği kararlaştırılmıştır. Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü şahsa satılması halinde,diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisini veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile de kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkının kullanılması ile bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım hakkını kullanan paydaş bu payı satın almak isterken tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masraflar toplamından ibaret önalım bedelini depo etmesi gerekir. Bu bağlamda 9 No’lu parseldeki dava konusu edilen 3 / 8 payın satılması üzerine taşınmazın paydaşı Ani Rita Güleryüz tarafından yasal süresinde önalım hakkını kullanılmasının ve tapuda gösterilen satış bedeli üzerinden önalım hakkının tanınmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Davada dayanılan 14.4.2004 tarihli belge HUMK’nun 445 / 1 maddesinde belirtilen hükmü etkileyecek yeni bir senet ya da belge niteliğinde değildir. Anılan belge payın satışı ile kullanılabilir hale gelmiş önalım hakkını ortadan kaldırmaz. Mahkemece yargılamanın yenilenmesi koşulları gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiği bu defaki incelemeden anlaşılmakla davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 20.9.2007 gün ve 8244-9712 sayılı onama kararının kaldırılarak yerel mahkemenin 22.11.2006 gün ve 2006 / 66 esas 2006 / 137 karar sayılı kararının BOZULMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 1.7.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.