MAHKEMESİ : Asliye Ticaret MahkemesiMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat ve alacak davasına dair karar, davalı ve k.davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Asıl dava hor kullanma bedelinin tahsili ile sözleşme uyarınca yapılması gereken kapıların yapılmadığı gerekçesiyle tazmini, karşı dava ise 10.000-USD depozito bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın kısmen kabulü ile 3.274,05 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, depozito alacağı asıl davadaki alacağa takas edilmiş olduğundan karşı davanın reddine, karar verilmesi üzerine hüküm davalı- karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştirDavacı-karşı davalı vekili asıl dava dilekçesinde, depo vasıflı taşınmazın 21/02/2006 tarihli kira sözleşmesi ile davalı tarafından kiralandığını, davalının mecuru kullandığı dönemde kiracı sıfatıyla göstermek zorunda olduğu ihtimamı göstermediğini, tahliye anında taşınmazı muhtelif hasar ve ziyanlarla birlikte davacıya teslim ettiğini, ayrıca davalının, sözleşmenin 3.maddesinde yazılı olan "C. 542 Tip iki adet kapı, kiralayan tarafından yapılacak ve kira süresi bitiminde kiralayana bırakılacaktır. Bunun için kiralayandan herhangi bir bedel istenmeyecektir." hükmü ile üstlendiği yükümlülüğü yerine getirmediğini, bu kapıları yaptırmadığını, davalının 20/07/2007 tarihinde anahtarı notere tevdii suretiyle taşınmazı tahliye ettiğini, tahliyeden sonra davalı tarafından ...Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/217 D.İş sayılı dosyasında kullanım sebebiyle taşınmazda meydana gelen zarar ve ziyanın tespit ettirildiğini, bilirkişi tarafından taşınmazda sözleşme gereği yapılmayan kapıların inşa bedelleri ile birlikte 18.475,00 TL'lik hasar olduğunun tespit edildiğini, ayrıca davalının taşınmazda kurulu bulunan ve davacı adına kayıtlı bulunan telefonları kullandığını ve fatura bedellerini ödemediğini, davacının toplam 1.884,00 TL telefon faturasının davalı adına ödenmiş olduğunu, davalının kira sözleşmesinin imzalanması aşamasında davacıya 10.000 USD karşılığı 12.948,00 TL depozito bedeli ödediğini, kira sözleşmesine göre depozito bedelinin süre bitiminde karşılıklı ibralaşma sonrasında kiracıya iade edileceği düzenlemesinin yer aldığını, bu hesaplamaya göre, davacının 18.475,00 TL hasar ve kapı bedeli, 1.884,00 TL ödenmiş telefon faturaları olmak üzere toplam 20.359,00 TL alacaklı olup bu alacaktan depozito bedeli olan 12.948,00 TL 'nin düşürülmesi sonucu davacının bakiye 7.411,00 TL alacağının bulunduğunu belirterek sonuçta, bakiye 7.411,00 TL alacağın tahliye tarihi olan 20/07/2007 gününden itibaren işleyecek yasal temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, taşınmazın hasarlı olarak teslim edilmediğini, davacının dayanak yaptığı delil tespit raporunun, anahtarın notere tesliminden bir ay kadar sonra yaptırıldığını, bu süre zarfında taşınmazın davalının hakimiyeti dışında olduğunu ve hasar iddiasının kabul edilemeyeceğini, davalının kira sözleşmesinden doğan mecura kapı yaptırma borcu bulunmadığını, sözleşmesinin 3.maddesindeki düzenlemenin davalının taşınmazı daha etkili kullanabilmesi için tadilat yapılması durumunda kiraya verenden herhangi bir bedel istemeyeceği ve bu konuda kiraya verenin onay verdiği anlamını taşıdığını, aksine yorumun tarafların iradesine aykırı olacağını, davaya konu edilen alacağın depozito bedeline takas ve mahsup edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuş karşı dava dilekçesinde sözleşmeye aykırılıktan dolayı borcu bulunmadığından kira sözleşmesi uyarınca, karşı davalıya verdiği 10.000 USD depozitonun tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile 3.274,05 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, depozito alacağı asıl davadaki alacağa takas edilmiş olduğundan karşı davanın reddine, karar verilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı-karşı davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davalı – karşı davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;Taraflar arasında 21.02.2006 başlangıç tarihli ve 6 Ay süreli yazılı kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin 3. maddesinde “.... C.542 tip iki adet kapı kiralayan tarafından yapılacak kira süresi bitiminde kiralayana bırakılacaktır Bunun için kiralayandan herhangi bir bedel istenemeyecektir.” düzenlemesi bulunmaktadır. Davacı-karşı davalı kiralananda Gebze Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/217 D iş sayılı dosyasında bilirkişi marifetiyle tesbit yaptırmış ve hor kullanma kalemleri ve eski hale getirme bedeli tesbit edilmiştir. Tespit raporuna davalı- karşı davacı tarafından itiraz edilmiştir. Yargılama sırasında mahkemece dosya üzerinden bilirkişi raporu alınmış ancak raporda hor kullanma- olağan kullanma ayrımı yapılmamıştır. 6098 sayılı T.B.K.nun 316. (B.K.nun 256) maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı kanunun 334. (B.K.nun 266) maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun olağan kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davalının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur. O halde mahkemece alınacak bilirkişi raporu ile hor kullanım ve olağan kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasar ayrımı yapıldıktan sonra kullanım süresi ile orantılı olarak yıpranma payının hesap edilip alacaktan düşülmesi gerekir. Mahkemece konusunda uzman bilirkişi marifetiyle inceleme yapılarak yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde denetime elverişli rapor alınması, tespit edilen bedelin ne kadarının hasar bedeli ne kadarının kapı bedeli olduğu açıklattırılarak hor kullanım ve olağan kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasar ayrımı yapıldıktan sonra kullanım süresi ile orantılı olarak yıpranma payının hesap edilip alacaktan düşülerek gerçek zararın tespit edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmesi doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 14/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.