Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye-alacak davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, akde aykırılık ve fuzuli işgal nedeniyle tahliye ve haksız işgal tazminatı istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere ve BK'nın 256. maddesine göre süreli ihtar gönderilmemiş olmasına göre, davalı kiracı Mehmet hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.2- Davalılar Hakan ve Yunus hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacı, dava dilekçesinde davalılardan Mehmet ile akdedilmiş olan 01.07.2001 başlangıç tarihli 1 yıl süreli yazılı kira sözleşmesine dayanarak adı geçen davalının kiracı olduğunu, devir yasağına rağmen kiralananın diğer davalılara devredildiğini, davalı Mehmet'in akde aykırılıktan diğer davalıların ise fuzuli işgalci olduklarından tahliyelerini ve 2.100.00 YTL haksız işgal tazminatının tahsilini istemiştir. Davalılar ise, dava konusu taşınmazın müşterek mülkiyete tabi olup, tapuda büyük pay sahibi olan dava dışı Ruhi ile sözleşme yaptıklarını beyan ederek, davanın reddini savunmuşlardır. İbraz edilen sözleşmelere göre, dava konusu yerin tapuda büyük pay sahibi dava dışı Ruhi tarafından 05.11.2004 başlangıç tarihli 6 ay süreli kira sözleşmesi ile davalı Hakan'a, 05.05.2005 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile de diğer davalı Yunus'a kiraya verilmiş olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece her ne kadar davalılar Hakan ve Yunus'un dava dışı Ruhi ile sözleşme yapmış olup, tapuda büyük hisse sahibi olan kişi ile yapılan sonraki sözleşmelerin tarafların iradesini yansıttığından geçerli oldukları ve bu kişilerin yasal olarak kiracı olduklarından bahisle istemin reddine karar verilmiş ise de, dava konusu taşınmazın davalılardan Mehmet'e kiralanmasına ilişkin 01.07.2001 tarihli yazılı kira sözleşmesi halen yürürlükte olup, tarafların ortak iradesi ile feshedilmedikçe, aynı yere ilişkin olarak sonradan diğer bir paydaşla yeniden kira sözleşmesi yapılması ilk kira sözleşmesini ortadan kaldırmaz. Yapılan ilk kira sözleşmesi usulünce sona erdirilmeden diğer paydaşla kira sözleşmesi yapmış olan üçüncü kişilerin yasal kiracı oldukları kabul edilemez. Bu nedenle, davalılar Hakan ve Yunus'un dava konusu taşınmazda fuzuli işgalci olduklarının kabulü ile tahliyelerine ve koşulların bulunması halinde haksız işgal tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.Sonuç: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Mehmet'e yönelik hüküm kısmının (ONANMASINA), 2 nolu bentte yazılı nedenlerle davalılar Hakan ve Yunus'a yönelik hüküm kısmının (BOZULMASINA), onanan kısım için temyiz harcının temyiz edene iadesine, 28.06.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.