Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8303 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10099 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İzmir 5. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 03/06/2014NUMARASI : 2012/1473-2014/498Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı maddi ve manevi tazminat davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira sözleşmesinin feshedildiğinin tespiti, maddi ve manevi tazminat, teminatın iadesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 180,00 TL numarataj bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalının dava konusu açık alanlarda büfe işletilmek üzere yaptığı ihaleye müvekkilinin girerek bu yerlerin işletme hakkını kazandığını, ihale sonrasında davalı taraf ile müvekkili arasında söz konusu taşınmazlara ilişkin 08/09/2011 başlangıç tarihli kira sözleşmelerinin yapıldığını ve bu sözleşmeden sonra müvekkilinin boş arazi niteliğinde olan yerlere konmak üzere 2 adet büfe siparişi verdiğini ve müvekkilinin ilgili Belediyelere müracaat ederek gerekli olan izin ve ruhsatları istediğinde Karşıyaka Belediyesinin söz konusu yerlerin boş arsa olduklarını numarataj olmadan bu yerlere ruhsat ve izin başvurusu yapılamayacağı numarataj talebinin ise mülk sahibi sıfatıyla davalı tarafından talep olunabileceği bildirilmesi üzerine davalı numarataj aldığını, müvekkili tarafından tekrar Karşıyaka Belediyesine müracaat edildiğinde bu yerlere elektrik bağlanmadan izin verilmeyeceğinin bildirildiğini ve bu işlemleri de yine mülk sahibi olarak davalı tarafından yapıldığını, ancak bu sürelerin çok uzun sürdüğünü yine müvekkili tarafından Karşıyaka Belediyesine müracaat edildiğinde, söz konusu yerlerde su olmadığı davalı tarafın da bu yerlere su almayı düşünmediğinden ruhsat talebini reddettiğini, müvekkilinin tüm çaba ve uğraşılarına rağmen davalı tarafça kendisine kiralanan taşınmazlarda büfe işletmek üzere ruhsat ve izin alamadığından bu yerlerde faaliyete başlayamadığını, bu arada davalı tarafından 02/11/2012 tarihli yazı ile müvekkili ile yapılan sözleşmeleri feshettiklerini, müvekkilinin taşınmaz üzerine koymuş olduğu büfeleri kaldırmasını ve işgaliye bedeli ödemesini bildirdiğini, olayda müvekkilinin kusurununun bulunmadığını davalı idarenin taşınmaza ilişkin olarak gerekli altyapı hazırlıklarını yapmadan işlemleri tamamlamadan ihale yaptığını, müvekkilinin altyapı hazırlıklarının tamamlanır düşüncesiyle ihaleye iştirak ederek bu yerlerin ihalesini aldığını olayda kusurlu olan tarafın davalı taraf olduğundan davalı tarafın sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini kabul etmediklerini belirterek taraflar arasında 08/09/2011 tarihinde imzalanan kira sözleşmesinin ayrı ayrı müvekkili yönünden haklı nedenle feshinin tespitine, müvekkilinin dava konusu taşınmazlar için yapmış olduğu iki adet büfe niteliğinde yapı bu yapıların,vinçle getirip dava konusu yerlere yerleştirilmesi, elektrik projesi ve aboneliği, belediyeye ödenen tüm ruhsat, izin, altyapı çalışmaları için ödenen sair harç ve masraflar, kira kontratları için notere ödenen harç ve masraf toplamı 30.000,00 TL. maddi tazminatın ayrıca müvekkilinin davaya konu iki adet büfeyi işletemediğinden gelir kaybına uğraması nedeniyle tüm gelir kaybının tespiti ile şimdilik 5.000,00 TL. nin davaya konu taşınmazların ihalelerine katılırken yatırmış olduğu ve davalı tarafça haksız olarak el konulan 20.160,00 TL.teminatın ve yine müvekkilinin uğramış olduğu manevi zararların tazmini için 10.000,00 TL. Manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacı vekilinin teminatın iadesine yönelik temyiz itirazlarına gelince; Dava konusu 1 ve 4 no.lu büfe yerlerinin ihale ile davacıya kiraya verildiği, taraflar arasında 08.09.2011 başlangıç ve 31.12.2014 bitiş tarihli sözleşmelerin her iki büfe yeri için ayrı ayrı imzalandığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.Sözleşmelerde davacı kiracıya iki ay izin alma süresi tanınmış, sözleşmelerin 3. maddesinde izin süresinde gerekli izinlerin alınmasını müteakip TCDD'ye sözleşme kapsamındaki işle ilgili herhangi bir borcu olmaması durumunda en geç 15 gün içerisinde taraflarca imzalanan bir tutanakla yer teslimi yapılacağı ,gerekli izinlerin alınmaması halinde ise yer tesliminin yapılmayacağı, 4. maddenin 1. bendinde de kira bedelinin yer teslimi ile başlayacağı TCDD'nin taşınmazı kullanımının kısıtlandığından dolayı yer teslimine kadar geçecek sürede aylık kira bedelinin yüzde yirmisi oranında bedel alınacağı kararlaştırılmıştır.Aynı sözleşmenin 5. maddesinde kiracıdan teminat alınacağı, 6. maddesinde de kesin teminatın, taahhüdün, sözleşme ve şartname hükümlerine uygun biçimde yerine getirildiği ve kiracının bu işten dolayı TCDD'ye ve ilgili diğer kurumlara herhangi bir borcunun olmadığı, kiralanan taşınmazda herhangi bir hasar ve zararın meydana gelmediği belirlendikten sonra geri verileceği, kiracının her hangi bir nedenle borcu doğmuş ise bu miktarın teminattan kesileceği, teminat miktarının kiracının meydana getirdiği borçlara ve hasar bedeline yetmez ise eksik kalan kısmının kiracıdan talep edileceği düzenlenmiştir.Bu şartlar geçerli olup tarafları bağlar.6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 301. maddesi ( mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 249/1 maddesi ) hükmü gereği kiraya veren kiralananı kararlaştırılan tarihte, sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür. Kira, sürekli bir akit olduğundan hem sözleşmenin kurulmasından önce var olan, hem de akdin devamı süresince kiracının bir kusuru olmaksızın ortaya çıkan ayıplar kiralayanın tekeffülü altındadır.Davacı kiracı sözleşmede kararlaştırılan ve uzatılan kısıtlılık süresi içerisinde gerekli izinleri alamamıştır.Kira sözleşmesinde kiralanan büfenin nev'i konusunda bir açıklık bulunmadığından davalı idarenin dava konusu büfe yerlerine su almaması, davacı kiracıya sözleşmelerin haklı nedenle feshi imkanı tanımaz.Öte yandan davalı idare 02.11.2012 tarihli ihtarında sözleşme ve şartname hükümleri gereği yetkili makamlardan izin ve ruhsatların süresi içerisinde alınmaması üzerine sözleşmenin 07.01.2012 günü itibariyle feshedildiğini ve toplam 20.160,00 TL teminatın irat kaydedilmesine karar verildiğini, devamında da 08.11.2011 ve 07.01.2012 dönemine ait kısıtlılık süresine ait borç bulunduğunu davacı kiracıya bildirmiştir.Taraflar arasındaki kira sözleşmesi ya tarafların karşılıklı anlaşmaları ile ya mahkeme kararı ile ya da kiralananın yok olması ile son bulur.Kiraya verenin kira sözleşmesini tek taraflı fesih hakkı bulunmamaktadır.Ancak davacı kiracının dava dilekçesinde 08/09/2011 tarihinde imzalanan kira sözleşmesinin ayrı ayrı müvekkili yönünden haklı nedenle feshinin tespiti istendiğinden taraflar arasındaki kira sözleşmesinin karşılıklı feshedildiği kabul edilmelidir.Bu durumda davalı kiraya veren kesin teminatı iade etmeli ise de 08/09/2011 tarihli sözleşmelerin 6. maddesi kapsamında kiracının bu işten dolayı TCDD'ye ve ilgili diğer kurumlara herhangi bir borcunun olup olmadığı, kiralanan taşınmazda herhangi bir hasar ve zararın meydana gelip gelmediği belirlendikten sonra geri verilmesi gerekeceği,kiracının her hangi bir nedenle borcu doğmuş ise bu miktarın teminattan kesileceği hususu değerlendirilerek, davalı idarenin 02.11.2012 tarihli ihtarında belirttiği kısıtlılık süresi borçları bulunduğunun da davacı kiracıya bildirildiği nazara alınarak, davalı idare tarafından teminatın iadesi gerekip gerekmediği üzerinde durulup sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde teminatın iadesi talebinin reddine karar karar verilmesi doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 12.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.