MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliyeİcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, süre bitimi nedeniyle kiralananın tahliyesine yönelik olarak yapılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, taraflar arasında düzenlenen 01/06/2014 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli yazılı kira sözleşmesine dayanarak, 10/06/2014 tarihinde davalı aleyhine başlattığı icra takibi ile kira süresinin bitimi sebebine dayalı olarak İİK.nun 272.maddesi gereğince kiralananın tahliyesini istemiş, davalı kiracıya 14 no’lu örnek tahliye emri gönderilmiş ve davalının tahliyesi istenilmiştir. Davalı, dayanılan kira sözleşmesindeki kiralanan ile tahliyesi istenilen yerin birbirinden farklı olduğunu, takibe dayanak kira sözleşmesinin bitim tarihi olan 31.05.2013 tarihinden sonra da aynen sürdürülmüş olup, belirsiz süreli sözleşmeye dönüştüğünü, yapılan ihtarın yasanın öngördüğü koşullara uygun olmadığını ileri sürerek takibe itiraz etmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde de, tahliye emrinde tahliyesi istenen yer her ne kadar “Kooperatif Merkez Yönetim Binası” olarak gösterilmiş ise de bunun maddi hatadan kaynaklandığını, kiralanan ve tahliyesi istenen yerin “Kargo Terminal otopark alanında bulunan 224 m2 yüzölçümlü alan” olduğunu, kira sözleşmesinin 4.2 ve 4.3 maddeleri uyarınca kiracının sözleşme imzalanırken, sözleşmenin 31.05.2013 tarihinde sona ermiş sayılacağını ve alanı tahliye edeceğini taahhüt ettiğini, davalı kooperatife kira sözleşmesine konu alanı tahliye ederek boş olarak teslim etmesinin bildirildiğini, buna rağmen kiralananın tahliye edilmediğini, bu durumda sözleşmenin uzadığının da ileri sürülemeyeceğini bildirerek İİK’nun 272.maddesi uyarınca davalının itirazının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davacının icra takibine dayanak gösterdiği kira sözleşmesinde tahliyesi istenilen yer ile iş bu davada tahliyesi istenen yerin farklı olduğu, icra takibinde tahliyesi istenen yer farklı olduğundan takibin hukuka uygun olmadığı, ayrıca kira sözleşmesi ile aynı anda yapılan tahliye taahhüdünün de geçerli kabul edilmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Borçlar Kanunu’nun adi kira hükümlerine tabi kira sözleşmelerinde kira süresi taraflarca tayin edilmesi halinde sözleşmenin sona erme hali Borçlar Kanunu'nun 327.maddesinde düzenlenmiştir. Sözleşmedeki sürenin bitimini takip eden bir ay içinde kiralayan, İİK.’nun 272. maddesi gereğince icra dairesinden tahliye isteyebileceği gibi dilerse mahkemeden de tahliye isteminde bulunabilir. Konut ve çatılı işyeri kiralarına tabi taşınmazlarda ise tahliye davası açılabilecek haller sınırlı sayıda olup, bu tür yerlerde kural olarak kiralayana süre bitimi nedeniyle tahliyeyi isteme hakkı tanınmamıştır.Olayımıza gelince; takibe ve davaya dayanak yapılan ve karara esas alınan 01.06.2012 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin 4.3. maddesinde “Kiracı tahsis süresinin sonunda alanı her türlü borç, taahhüt ve ihtilaftan ari olarak tahliye etmeyi ve temiz, bakımlı ve kullanılabilir bir şekilde teslim etmeyi kayıtsız şartsız kabul, beyan ve taahhüt etmiştir” hükmü getirilmiştir. 01.06.2012 tarihli kira sözleşmesi ile kiralanan yer kargo terminali otopark alanında bulunan 224 m2 yüzölçümlü alan olup, Borçlar Kanunu genel hükümlerine tabi bir yer olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafından gönderilen 10.05.2013 keşide ve 13.05.2013 tebliğ tarihli ihtarname ile de, süresi 31.05.2013 tarihinde sona erecek olan kira sözleşmesinin yenilenmeyeceği ve kiralananın bu tarihi itibarı ile tahliye edilmesi hususu kiracıya ihtar edilmiştir. İİK’nun 272.maddesi gereğince, sözleşme 01.06.2013 tarihinde sona ermiş olup, bu tarihten önce 10.05.2013 tarihinde kiralayan tarafından gönderilen feshi ihbar ile süre kesilerek, 10.06.2014 tarihinde yapılan icra takibi ile tahliyenin istenilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu nedenle tahliyeye karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 18/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.