Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8189 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12120 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : Ankara 1. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 28/05/2013NUMARASI : 2012/1338-2013/651Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti ve fazla ödenen kira parasının istirdadı ve manevi tazminat istemine ilişkindir mahkemece davanın kısmen kabulüne fazla ödenen 3710 TL nin davalıdan istirdadına manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında 12/05/2010 başlangıç tarihli 2 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede aylık kira bedelinin 425 TL olduğu her ayın en geç 17. Günü akşamına kadar banka hesabına ödeneceği, 12/05/2011 tarihinden itibaren aylık kira bedelinin 475 TL olacağı, kira bedeli bir ay ödenmediğinde kalan ayların kira bedellerinin muacceliyet kespedeceği kararlaştırılmıştır. Davalı kiralayan tarafından 09/11/2010 tarihinde başlatılan icra takibinde 2010 yılı Haziran ayı ila 2011 yılı Aralık ayları arası kira alacakları toplamı 8675 TL alacağın tahsili istenmiş, takip itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir. Davacı kiracı vekili dava dilekçesinde; taşınmazda dört ay süreyle ikamet ettiğini bu dört ayda pis suların borulardan taşması ile sorunlar yaşadığını, kendi çabaları ile gidermeye çalıştığını, binanın ana yapısı ile ilgili masrafların ev sahibine ait olduğunu, buna rağmen masrafları kendisinin karşıladığını, son olarak 2010 yılı Eylül ayında rögar tıkanıklığı nedeni ile daireyi boşaltmak zorunda kaldığını, 2010 yılı Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında taşınmazda ikamet edip kira paralarını da ödedikten sonra taşınmazı boşalttığını ancak anahtarı teslim edemediğini, kiralayan tarafından başlatılan icra takibinde kötüniyetli olarak 19 aylık kira alacağı talep edildiğini, 2010 yılı Temmuz, Ağustos ve Eylül ayları kira bedelleri 1700 TL olarak ödendiği halde tekrar talep edildiğini, icra baskısı altında tekrar ödemek zorunda kaldığını, takibe konu borçtan dolayı ayrıca banka hesabına 4680 TL, icra dosyasına 600 TL ödeme yaptığını belirterek borçlu olmadığının tespitine mükerrer tahsil edilen paranın istirdadına %40 tan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına, 3000 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Yargılama sırasında dosyaya sunulan 06/05/2011 tarihli tahliye tutanağına göre davacı kiracı tarafından aynı gün kiralananın tahliye edildiği anlaşılmıştır. Mahkemece davacının banka hesabına ve icra dosyasına yaptığı toplam ödeme tutarının 6980 TL olduğu, taşınmazın teslim tarihine göre ödemesi gereken kira miktarının 3269,99 TL olması gerektiği 3710 TL fazla ödeme yapıldığı belirtilerek davanın kısmen kabulü ile fazladan ödenen 3710 TL nin istirdadına kabul edilen miktarın %20 si kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-) Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-) Mahkemece kiralananın tahliye edildiği tarih esas alınarak kira alacağı hesaplanmak suretiyle sonuca gidilmesi doğru ise de takipte haklı olarak istenen 2010 yılı Ekim, Kasım ve Aralık ayları ile 2011 yılı Ocak, Şubat, Mart ve Nisan ayından 23 günlük kira parasına isabet eden icra harç ve masrafları ile vekalet ücreti dikkate alınmaksızın istirdada karar verilmesi doğru değildir. Öte yandan icra takibinden önce ödendiği halde 2010 yılı Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül ayları kira bedellerinin de icra takibine konu edilmesi nedeni ile davalı kiraya verenin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılsa da, sonraki aylar kira paralarının tahsilini istemekte davalının kötüniyetli olmadığı dikkate alınmaksızın istirdada konu alacağın tamamı üzerinden davalı kiraya veren aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmiş olması da doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda (2) No'lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 19/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.