MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 18. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 06/03/2014NUMARASI : 2013/530-2014/185Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kiracılık sıfatının tespiti davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla,dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kiracı tarafından açılan kiracılık sıfatının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı kiralayan tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, dava konusu yerin 2886 Sayılı Kanun’a göre yapılan ihale ile kiralandığını ancak 6570 sayılı yasaya tabi olduğunun davalı idare tarafından kendisine bildirildiğini, 05.09.2013 tebliğ tarihli ihtar ile 10.09.2013 tarihinde taşınmazı boşaltmasının istendiğini ancak daha önce sözleşmenin feshine ilişkin kendilerine herhangi bir yazı gönderilmediğini bu nedenle sözleşmenin yenilendiğini, 05.09.2013 tebliğ tarihli ihtarın ise haksız ve usulsüz olduğunu, kiracılık sıfatının tespitini talep etmiştir. Davalı vekili ise; sözleşmenin 27.07.2012 tarihinde sona erdiğini, yeni ihale işlemlerinin başladığını, hatta davacının da ihaleye katılıp teklif verdiğini, 2886 sayılı yasanın 75.maddesi gereği 10.09.2013 tarihinde taşınmazın Kaymakamlık kanalı ile tahliyesinin sağlandığını, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; sözleşmenin sona erdiği tarihten itibaren yenilenmeyeceğinin 6570 sayılı yasa gereğince bildirilmediği böylece sözleşmenin bir yıl daha uzamış sayılacağı gerekçesiyle dava konusu yer ile ilgili tahliye işleminin durdurulması ile taraflar arasındaki kiracılık ilişkisinin tespitine karar verilmiştir.Davada dayanılan ve hükme esas alınan 27.07.2009 başlangıç ve 3 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda, taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, kiraya verenin sıfatına göre Devlet İhale Kanunu hükümlerine göre kiraya verilen taşınmaz hakkında, aynı yasanın 75.maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı noktasında toplanmaktadır.2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 75.maddesindeki düzenleme, devletin özel mülkiyetinde ya da devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazların gerçek ve tüzel kişilerce işgali üzerine tahliyesini sağlamaya ilişkin bir düzenlemedir.2886 Sayılı Kanunun 75. maddesi tahliye yönünden münhasıran “Hazine” tarafından kiraya verilen taşınmazlar hakkında uygulanmakta iken 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 15/p-3 maddesi hükmüyle 2886 Sayılı Kanun hükümlerine göre kiraya verilen Belediye taşınmazları ve 5538 Sayılı Yasanın 26/b maddesi uyarınca İl Özel İdareleri ile son olarak 5737 Sayılı Kanunun 79/c maddesi uyarınca Vakıflar Genel Müdürlüğü ile idare ve temsil ettiği mazbut vakıflara ait taşınmaz malları hakkında da uygulanması öngörülmüştür. Hazine, Vakıflar Genel Müdürlüğü, İl Özel İdareleri ve Belediyeler bu yasa uyarınca kiraya verdikleri taşınmazların süre bitimi sebebiyle kiralananın 6570 Sayılı Kanuna 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Konut ve Çatılı İşyeri Kiraları hükümlerine ya da Borçlar Kanununa tabi olup olmadığına bakılmaksızın 2886 Sayılı Kanunun 75. maddesine göremülki amirden tahliyesini isteyebilecekleri gibi mahkemeye de başvurarak sözleşmenin bitimi üzerine “fuzuli şagil” durumuna düşen kiracının tahliyesini sağlayabilirler. Hazine, Vakıflar Genel Müdürlüğü, İl Özel İdareleri ve Belediyeler dışındaki diğer kamu kuruluşları, taşınmazlarını 2886 Sayılı Yasa uyarınca kiraya vermiş olsalar bile bu kanunun 75. maddesine dayanarak süre bitimi sebebiyle idareye ya da mahkemeye başvurmak suretiyle kiralananın tahliyesini sağlayamazlar. Hazine, Vakıflar Genel Müdürlüğü, İl Özel İdareleri ve Belediyeler dışındaki diğer kamu kuruluşlarına ait kiralanan taşınmaz 6570 Sayılı Yasa kapsamında şimdi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Konut ve Çatılı İşyeri Kiraları hükümlerine tabi bir yer ise, bu kanunun 14. şimdi 6098 sayılı Kanun'un 339/2. maddesi hükmüne göre; kiraya verme 2886 Sayılı Devlet İhale Kanununa tabi olsa da bu taşınmazlar hakkında da 6570 Sayılı Yasa şimdi Türk Borçlar Kanunu'nun Konut ve Çatılı İşyeri Kiralarına ilişkin hükümleri uygulanır. Sözleşme süre sonunda 6570 Sayılı Yasanın 11. şimdi Türk Borçlar Kanunu'nun 347/1. maddesi uyarınca kiracı tarafından feshedilmedikçe aynı şartlarla bir yıl uzatılmış sayılacağından ancak yasanın 7. maddesinde yazılı tahliye nedenlerine şimdi Türk Borçlar Kanunu'nun Konut ve Çatılı İşyeri Kiralarına ilişkin tahliye sebeplerine dayanılmak koşuluyla kiralanan taşınmazların tahliyeleri sağlanabilir. Kiralanan 6570 Sayılı Kanuna şimdi Türk Borçlar Kanunu'nun Konut ve Çatılı İşyeri Kiraları hükümlerine tabi olup da sözleşme, süresiz yapılmış ise bu durumda Borçlar Kanunu’nun 262. Türk Borçlar Kanunu'nun 328. 329. maddesindeki feshi ihbar sürelerine uyularak yine 6570 Sayılı Kanunu’nun 7. maddesindeki sebeplere şimdi Türk Borçlar Kanunu'nun Konut ve Çatılı İşyeri Kiralarına ilişkin tahliye sebeplerine dayanılmak koşuluyla tahliyeleri sağlanabilir. Borçlar Kanunu’na tabi süreli sözleşmelerde kiralayan idare, süre sonunda bir ay içinde, süresiz sözleşmelerde ise TBK'nun 328 ve TBK'nun 368 (Borçlar Kanunu'nun 262. ve 285.) maddelerindeki feshi ihbar sürelerine uyulmak suretiyle açılacak dava sonunda kiralananın tahliyesi sağlanabilir. Bu durumda davanın süresinde açılmış olması yeterli olup, ayrıca tahliye sebebi gösterilmesi de gerekmez. 6570 Sayılı Yasa şimdi Türk Borçlar Kanunu'nun Konut ve Çatılı İşyeri Kiralarına dair hükümleri kamu düzenine ilişkin olduğundan, bu yasalara tabi bir taşınmaz ile ilgili olarak yapılan sözleşmelerde, Borçlar Kanunu’nun uygulanamayacağına ilişkin düzenlemeler hüküm ifade etmez. Uyuşmazlıkta, 6570 Sayılı Yasanın, şimdi Türk Borçlar Kanunu'nun Konut ve Çatılı İşyeri Kiraları hakkındaki hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Taşınmaz 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine göre kiraya verilmiştir. Sözleşme bitiminde kiracı fuzuli şagil durumuna düştüğünden Devlet İhale Kanununun 75.maddesi uyarınca fuzuli şagil durumunda bulunan kiracının açtığı davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kiracılık sıfatının tespitine karar verilmesi doğru değildir.Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 19/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.