Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8012 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4546 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Türkeli İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 04/03/2015NUMARASI : 2014/14-2015/4İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması isteminde bulunmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu taşınmazı 10.04.2012 tarihinde satın alan davacı alacaklı, davalı ile önceki malik arasında yapılan 01.01.2005 tarihli sözlü kira akdine dayanarak 23.07.2014 tarihinde başlattığı icra takibinde, 01.07.2012-01.07.2014 arası kira parası olan 6250 TL. İle 584,50 TL. işlemiş faizin tahsili isteminde bulunmuştur. Davalı borçlu süresi içinde vermiş olduğu itiraz dilekçesinde alacaklıya borcu olmadığını, yaklaşık dokuz ay önce kiralananı tahliye ettiğini, oturmadığı dönemleri kapsayacak şekilde haksız takip yapıldığını bildirmiştir. Takip sözlü kira akdine dayansa da davalı borçlu itirazında kira sözleşmesinin varlığına ve kira miktarına karşı çıkmadığından kiracılık ilişkisi ve istenen kira bedelinin İİK.nun 269/2.maddesine göre kesinleştiğinin kabulü gerekir. Davalı her ne kadar yargılama sırasında davacının yeni malik olarak kendisine noterden bildirim yapmadığını, kira bedellerinin önceki malike ödediğini savunmuş ise de Türkeli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/66 Esas-2014/31 karar sayılı dosyasında tanık olarak dinlenen davalı 15.11.2013 tarihli celsede dava konusu kiralananda 2005 yılından beri kiracı olduğunu ve bir yıl önce davacı alacaklı E.. D..'ın oturduğu evi satın aldığını, davacı yeni malikin kira paralarının kendisine ödemesini istediğini ikrar etmiştir. Bu durumda davalının en geç 15.11.2013 tarihinde kiralananın davalıya satıldığını öğrendiğinin kabulü gerekir. Bu nedenle, davacı alacaklının eski malikle yapılan sözleşmenin halefi olarak kiralayan sıfatıyla takip yapmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Karar bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 06/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.