Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7999 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6483 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Bayındır İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/02/2014NUMARASI : 2013/60-2014/9İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine kira alacağının tahsili için tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine davalı borçlunun itiraz etmesi üzerine, davacı alacaklı vekili icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, 11/08/2011 tarihinde başlatılan icra takibi ile ödenmediği iddia olunan 2009 yılı Maıs ayından 2011 yılı ağustos ayı dahil 28 aylık kira bedeli toplamı 1.206,00-TL ve 130,42 TL işlemiş faizin davalıdan tahsilini istemiş, davalı itirazında, borcunun olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece “...davacı vekili aracılığı ile  davalının taşınmazdan tahliyesini talep ettiği, davalının mahkemenin 2012/45 sayılı dosyası ile aynı konuda dava olduğundan derdestlik itirazında bulunduğu, davacı tarafından Mahkemenin 2012/45 sayılı dosyasında davalı hakkında işbu dava konusu ile ilgili 28/03/2012 tarihinde dava açıldığı, söz konsusu dosya kesinleşmeden işbu davanın açıldığı, ve İİK'nın 269/a maddesi gereğince iş bu dava ihtar müddetinin bitim tarihini takip eden 6 aylık süre içersinde açılmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir. HMK 297/2.maddesi uyarınca taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. HMK 297/2 maddesine göre; hakim hükmünde, davadaki taleplerden her birini değerlendirerek taraflara yüklenen borç ve tanınan hakları sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde göstermelidir. Olayımızda davacı vekili tarafından itirazın kaldırılması ve tahliye talep edildiği halde yalnız tahliye isteminin reddine karar vermek suretiyle çelişki oluşturacak şekilde karar verilmesi doğru değildir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş önceki kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile yeni bir karar vermekten ibarettir.Karar bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 18.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.