Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7877 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8050 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : Sulh Hukuk MahkemesiMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde, davacıların bakım ve gündüz bakımevi ve kreşi işlettiklerini,davalının davacıların işlettiği iş yerinin karşısında satın aldığı bir binayı kiralamak için görüşmelere başladıklarını, davalıya ait binanın virane bir şekilde olduğunu,davalının tadilatın çok kısa sürede bitirileceği Kasım ayı gibi hazır olacağına dair taahhüt vermesi üzerine 01.11.2011 başlangıç tarihli aylık 3.000 TL bedelli kira sözleşmesi imzalandığını,kiralananın tadilatları tamamlanamadığından faaliyete başlayamadıklarını,bu durum dikkate alınarak 2011-2012 dönem kira bedeli düşürülerek 01.01.2012 başlangıç tarihli aylık 600 TL'lik yeni bir kira sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşme ile 01.11.2011 tarihli sözleşmenin hükümsüz olduğunu ...İcra Müdürlüğünün 2012/1571 ve 2012/3217 Esas sayılı takibe konu edilen 01.11.2011 tarihli aylık 3.000 TL'lik kira sözleşmesinin geçersiz olduğunu belirterek bu dosyalardan borçlu olmadıklarının tesbitine karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, davacı kiracılar hakkında ödenmeyen aylar kira bedelinin tahsili için takip yapıldığını, her iki takip dosyasında itiraz ettiklerini,iddialarının doğru olmadığını,kiralanan restore edildikten sonra 01.11.2011 tarihli sözleşme imzalandığını,01.01.2012 tarihli sözleşmenin imzalanmadığını,davacının ikinci sözleşme yapılmakla birinci sözleşmenin iptal edildiğine ilişkin iddiasını kanıtlaması gerektiğini, davanın reddini savunmuştur.Menfi tesbite konu icra dosyalarına dayanak yapılan kira sözleşmesi 01.11.2011 başlangıç tarihli ve bir yıl sürelidir.Sözleşmede kiralananın özel kreş ve gündüz bakımevi olarak kullanılacağı ve aylık kiranın da 3.000 TL olduğu belirtilmiştir.Davalı kiraya veren bu kira sözleşmesine dayanarak ... İcra Müdürlüğünün 2012/1571 Esas sayılı dosyasında 14.03.2012 tarihinde başlattığı takip ile 2011 Kasım -2012 Aralık aylar arası aylık 3.000 TL'den 15.000 TL'nin tahsilini istemiştir.Takibe süresinde yapılan itiraz üzerine ... İcra Mahkemesinin 2012/108-243 E sayılı dosasında açılan itirazın kaldırılmasına ve tahliyeye 11/10/2012 tarihinde karar verilmiş ve bu karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir.... İcra Müdürlüğünün 2012/3217 sayılı takip dosyasında 14.06.2012 tarihinde başlatılan icra takibi ile 2012 Nisan-Mayıs-Haziran ayları kira bedelinin tahsili istenmiş ve davalılar bu borca da itiraz etmişlerdir.Taraflar arasındaki ilk sözleşme 01.11.2011 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli aylık 3.000 TL bedelli sözleşmedir.Davacı bu kira sözleşmesindeki imzayı inkar etmemiş ancak bu kira sözleşmesinin kiralanan da yapılacak tadilatlar zamanında yapılarak süresinde teslim edilmediğinden bahisle 2011-2012 kira döneminin kira bedeli indirilerek 600 TL'lik yeni bir kira sözleşmesi yapıldığını gerçek sözleşmenin de 01.01.2012 başlangıç tarihli ve bir yıllık sözleşme olduğunu savunmuştur.Davalı yargılama sırasında 01.01.2012 tarihli kira sözleşmesi altındaki imzanın kendisine ait olduğunu ancak ilk sayfada imza olmadığını birinci sayfanın değiştirilmiş olabileceğini ileri sürmüştür.Her iki kira sözleşmesindeki imzanın davalı kiraya verene ait olduğu tarafların kabulündedir.Taraflar arasındaki ilk sözleşme 01.11.2011 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesinde aylık kira 3.000 TL belirlendikten sonra başlangıç tarihli aynı olan 01.11.2011 tarihli ve aylık 600 TL'lik kira sözleşmesi ile bir süre sonra yapılan 01.12.2012 başlangıç tarihli 600 TL'lik kira sözleşmesi yapılması hayatın olağan akışına aykırıdır.Sonradan yapılan ikinci ve üçüncü sözleşmelerin iş yeri açılışında Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne ve vergi dairesine verilmek için düzenlenen sözleşme olduğu anlaşılmaktadır.Yapılan bu sözleşmelerde 01.11.2011 başlangıç tarihli sözleşmenin iptal edildiğine ilişkin bir hükümde bulunmadığından 01.11.2011 başlangıç tarihli aylık 3.000 TL.'lik kira sözleşmesi geçerlidir. Öte yandan davacı kiracının 6098 Sayılı Kanunu 305.maddesine göre kiralanan sonradan ayıplı duruma gelirse kiracı,kiraya verenden ayıpların giderilmesini veya kira bedelinden ayıplar oranında bir indirim yapılmasını ya da zararın giderilmesini isteyebilir.TBK.nun 306.maddesine göre de önemli ayıp durumunda kiracının sözleşmeyi fesih hakkı vardır.Davacı kiracının bu haklarını da kullanmadığına göre uyuşmazlığın geçerli olan 01.01.2011 başlangıç tarihli ve aylık 3.000 TL bedelli sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir.O nedenle taraflar arasındaki 01.11.2011 başlangıç tarihli ve 3.000 TL bedelli kira sözleşmesi dayanak yapılarak ödenmeyen kira bedelinin tahsili için icra takibi yapıldığına yapılan takiplerde bir usulsüzlük bulunmadığına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 05/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.