MAHKEMESİ : Eskişehir 1. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/09/2013NUMARASI : 2013/377-2013/1564Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira bedelinin tespiti davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Uyuşmazlık, aylık 4.000,00 TL olan kira parasının 01.01.2013 tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL indirilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile aylık kiranın 01.01.2013 tarihinden itibaren aylık brüt 1.978,23.TL olarak tespitine karar verilmesi üzerine, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davada dayanılan ve hükme esas alınan 01.10.2013 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme ile davalı Vakıflar İdaresine ait dükkan aylık 550,00 TL bedelle davacıya kiralanmıştır. Sözleşmede kira artış şartı yer almamaktadır. Yine dosya kapsamından kiralananın davalı idarece yapılan ihale sonucu davacıya kiralandığı anlaşılmaktadır. Kiracılık süreci içinde davalı idarenin tek yanlı olarak belirlemiş olduğu kira parasının davacıya bildirilmesi üzerine, davacı kiracının idareye tespit edilen kira parası miktarı üzerinden taahhütname vermesi ile kiracılık ilişkisi sürdürülmüştür. Son olarak 01.01.2012 tarihinden başlayan yıl için belirlenen aylık 1.457,00 TL kira parasının 01.01.2013 tarihinde başlayan yeni dönemde 4.000,00 TL olarak tespit edilmesi üzerine davacı açmış olduğu işbu dava ile, kira parasının 01.01.2013 tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL. e indirilmesini talep etmiştir. Her ne kadar sözleşme süresinin 31.12.2012 tarihinde sona ermesinden sonra kira sözleşmesi T.B.K.nın Konut ve Çatılı İşyeri Kiraları hakkında uygulanması gereken 347. maddesi hükmü uyarınca yıldan yıla yenilenerek uzamış ise de, Vakıflar idaresine 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 75. maddesinden yararlanma hakkı tanıyan 5737 Sayılı Vakıflar Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 27.02.2008 tarihini izleyen son dönem itibariyle sözleşmenin sona erdiğinin kabulü gerekir. Artık bu tarihten sonra T.B.K.nın 347. maddesi gereği sözleşmenin yıldan yıla yenilenmesi olanağı kalmadığından davacı kiracı fuzuli şagil durumuna düşmüştür. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 22.12.2010 gün ve 2010/13-671-696 sayılı kararı da bu doğrultudadır. Dolayısıyla ortada bir kira sözleşmesi bulunmamaktadır. Her ne kadar kira sözleşmesinin sona ermesinden sonra davalı idarenin belirlediği miktarlar üzerinden davacı taahhütname vermek suretiyle taşınmazı kullanmaya devam etmiş ise de, bu durum taraflar arasında kira sözleşmesi yapıldığı ya da kira sözleşmesinin yenilendiği anlamına gelmez. Talep edilen ve davacı tarafından ödenen miktar, gerçekte haksız işgal tazminatı niteliğindedir. Yukarıda açıklandığı üzere taraflar arasında kiracılık ilişkisi kalmadığından ve bu nedenle kira parasının tespitini istemek mümkün olmadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 16.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.