Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7819 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 3805 - Esas Yıl 2012





ÖZET: 13.07.2005 TARİHİNDE YÜRÜRLÜĞE GİREN 5393 SAYILI BELEDİYE YASASI’NIN 15. MADDESİ İLE BELEDİYE MALLARI DEVLET MALI STATÜSÜNE ALINMIŞ OLUP 2886 SAYILI YASA’YA GÖRE KİRAYA VERİLEN BELEDİYE TAŞINMAZLARI HAKKINDA DA AYNI HÜKMÜN UYGULANACAĞI HÜKME BAĞLANMIŞTIR. BELEDİYE ENCÜMENİ TARAFINDAN ALINAN SÖZLEŞMENİN YENİLENMEYECEĞİ KARARI DAVACIYA BİLDİRİLMİŞ OLUP, KİRA SÜRESİ SONA ERDİĞİNDEN DAVA TARİHİ İTİBARİYLE DAVACI FUZULİ ŞAGİLDİR. KİRA SÜRESİNİN BİTİMİNDEN SONRA TAHSİL EDİLEN PARA ECRİMİSİL NİTELİĞİNDE OLUP, DAVACIYI KİRACI HALİNE GETİRMEZ. BU DURUMDA, DAVANIN HAKLI OLDUĞUNDAN SÖZ EDİLEMEYECEĞİNDEN YARGILAMA GİDERLERİNİN DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILARAK, DAVALI YA­RARINA VEKALET ÜCRETİ TAKDİRİ GEREKİR.Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan kiracılık sıfatının tespiti da­vasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kiracılık sıfatının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece konusuz kalan davanın esası ile ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline ve 1.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından yargılama giderlerine hasren temyiz edilmiştir.Davacı vekili 16.08.2010 tarihli dava dilekçesi ile dava konusu ta­şınmazda 1999 yılından beri kiracı olduğunu, en son 01.08.2002 tarihinde 1 yıl süreli sözleşme yapıldığını ve kendiliğinden yenilenerek devam ettiğini, Be­lediye Encümenince 26.01.2010 tarihinde sözleşmenin 31.07.2010 tarihinden itibaren yenilenmeyeceğine dair karar alınarak kendisine bildirildiğini, ancak, Ağustos 2010 ayına ait kiranın davalı tarafından tahsil edildiğini, bu nedenle kiracılık sıfatının tespitine ve devamına karar verilmesini istemiştir. Davalı Belediye vekili ise, Belediye Encümeni tarafından 26.01.2010 tarihinde alınan karar ile sözleşmenin 31.07.2010 tarihinden itibaren yenilenmeyeceği ve 2886 sayılı Yasa’nın 75. maddesi gereğince işlem yapılacağının davacıya bildi­rildiğini, Valilik makamınca 16.09.2010 tarihinde tahliye işleminin gerçek­leştirilmiş olup, kiralananın kendilerine teslim edildiğinden davanın konusuz kaldığını, söz konusu taşınmazın 2886 sayılı Yasa hükümlerine tabi olup, sürenin bitim tarihinde sözleşmenin yenilenmeyerek feshedildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece konusuz kalan davanın esası ile ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına, 1.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama gider­lerinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.01.08.2002 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi ve dava konusu taşınmazın 2886 sayılı Yasa kapsamında olup, buna göre Belediye Encümeni tarafından alınan 26.01.2010 tarihli karar ile sözleşmenin 31.07.2010 tarihinden itibaren yenilenmeyeceğinin davacıya bildirilmiş olduğu hususlarında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. 13.07.2005 ta­rihinde yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Yasası’nın 15. maddesine göre belediye mallarının devlet malı statüsüne alındığı, böylece 2886 sayılı Yasa’ya göre kiraya verilen belediye taşınmazları hakkında da anılan yasa hükmünün uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Taşınmazın musakkaf veya gayrimusakkaf nitelikte olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Mahkemece her ne kadar encümen kararından sonra Ağustos 2010 ayına ait kira parasının davalı Be-lediye tarafından tahsil edilmekle sözleşmenin yenilendiği intibaının uyan­dırıldığından bahisle yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına ve davacı yararına vekalet ücreti takdirine karar verilmiş ise de, yukarıda açık­lanan yasa hükmü karşısında kira süresi sona erdiğinden dava tarihi itibariyle davacı fuzuli şagildir. Davacıdan tahsil edilen para ecrimisil niteliğinde olup, davacıyı kiracı haline getirmez. Bu nedenle davanın haklı olduğundan söz edilemeyeceğinden yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılarak davalı yararına vekalet ücreti takdiri gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.S o n u ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’ya 6217 sayılı Kanun’la eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK’nın 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 24.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.